İngiltere'de Müslüman toplumu hedef alan nefret suçlarında endişe verici bir artış yaşanıyor. Son üç aylık dönemde camilere yönelik saldırıların sayısı dramatik şekilde yükseldi ve Müslümanların güvenlik endişeleri derinleşti.
Saldırıların Ürkütücü Boyutları
Son verilere göre, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarını kapsayan son 3 ayda 25 farklı camiye toplam 27 saldırı gerçekleştirildi. Bu saldırılar arasında sembol asmak, duvarlara yazı yazmak, mala zarar vermek ve kundaklama girişimleri yer alıyor.
Bu artışın çarpıcı yanı, bu yılın Şubat-Temmuz ayları arasında sadece 4 camiye saldırı düzenlenmiş olması. Son 3 ayda saldırı sayısının 27'ye fırlaması, İngiltere'de Müslüman karşıtı nefretin ne kadar hızlı yayıldığını gözler önüne seriyor.
Bayrak ve Sembol Kullanımındaki Artış
Raporda dikkat çeken bir diğer nokta, saldırılarda bayrak ve sembol kullanımının artması. Saldırıların yüzde 41'inde Birleşik Krallık veya İngiltere bayrağı (Aziz George Haçı) ile Hristiyan sembolleri ve sloganları kullanıldı.
Bu durum, saldırıların sıradan vandalizm olmadığını, aksine ideolojik ve dini motivasyonlu olduğunu gösteriyor. Müslüman toplumu, bu saldırıları "inançlarından dolayı ait oldukları toplumda istenmeme" olarak algılıyor.
Polisin Tepkisi ve Toplumsal Algı
Raporda, polisin mağdurlarla sınırlı bir şekilde ilgilendiği belirtiliyor. Bu durumun ise Müslüman karşıtı nefretin hoş görüldüğü algısını körüklediği sonucuna varılıyor.
Bazı olayların vandalizm, bazılarının ise hayata kasten koordineli saldırılar olduğu vurgulanıyor. Bu ayrım, saldırıların farklı motivasyonlara sahip olduğunu ancak hepsinin Müslüman toplumu hedef aldığını gösteriyor.
Uyarı Çağrıları ve Acil Önlem İhtiyacı
Rapora ilişkin açıklama yapan BMT üst yöneticisi Akeela Ahmed, durumun vahametini şu sözlerle ifade ediyor: "Britanya'da Müslüman karşıtı nefretin görünürlüğü ve ciddiyeti artıyor, camiler şaşırtıcı ölçüde hedef alınıyor".
Ahmed, mevcut krizin kabul edilemez olduğunu belirterek somut adımların acilen atılması gerektiğini vurguluyor. Ülkedeki yaklaşık 4 milyon Müslümanın herkes kadar güvenli hissetmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Ahmed'in uyarısı net: "Bu rapor herkes için bir uyarıcı olmalı. Bir şeyler kötü yönde değişti ve ülke olarak bunu doğru yola sokmalıyız." Bu sözler, İngiltere'de giderek büyüyen İslamofobi sorununa karşı acil ve etkili önlemler alınması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.