Duyduklarınıza inanamayacaksınız. Gerçekten, insanın aklının almakta zorlandığı, vicdanını sızlatan itiraflar bunlar. Gazze'de görev yapan İsrailli askerler arasında geçen konuşmalar, savaşın en karanlık yüzünü gösteriyor adeta.
Ortalık toz duman. Savaşın o acımasız girdabında, bazı şeylerin sınırı iyice belirsizleşiyor maalesef. Askerlerin birbiriyle yaptığı konuşmalar öyle vahim ki, dinleyen herkesi derinden sarsıyor. Kadınlara yönelik cinsel şiddeti sanki sıradan bir gündelik olaymış gibi anlatıyorlar. Üstelik bunu yaparken hiç mi hiç utanmıyorlar.
Kan Donduran Detaylar
O ses kayıtları var ya, insanın tüylerini diken diken ediyor. Askerler açık açık, hiç çekinmeden anlatıyorlar yaptıklarını. Gazze'deki kadınlara yönelik cinsel saldırıları 'gururla' paylaşıyorlar adeta. Sanki kahramanlık yapmışlar gibi, sanki normal bir şeymiş gibi...
Bir askerin dediği gibi: "Burada her şey mübah." Öyle ya, savaşın ortasında kim duyacak, kim görecek ki? Bu düşünce tarzı, işte en çok can yakıcı olan da bu zaten.
Uluslararası Tepkiler Büyüyor
Ortaya çıkan bu kayıtlar, uluslararası kamuoyunda da büyük yankı uyandırdı tabii. İnsan hakları örgütleri zaten aylardır uyarıyordu bu konuda. Ancak bu kadar net, bu kadar vahim örnekler daha önce ortaya çıkmamıştı.
BM yetkililerinden bazı ülke hükümetlerine kadar herkes bu konuda açıklama yapma ihtiyacı hissetti. Fakat -ve maalesef- savaş koşullarında bu tür suçların cezasız kalma ihtimali de oldukça yüksek. Bu da ayrı bir trajedi.
Düşünsenize, insanlık tarihinin en eski ve en korkunç savaş suçlarından biri. Cinsel şiddet. Ve hâlâ, 21. yüzyılda bile önüne geçemiyoruz. Askerler arasındaki bu konuşmalar, aslında çok daha derin bir kültürel soruna işaret ediyor bence.
Peki Ya Sonrası?
Bu kayıtların ortaya çıkması belki de buzdağının sadece görünen kısmı. Belki de daha anlatılmayan, duyulmayan onlarca benzer olay yaşanıyor Gazze'de. Savaşın o korkunç girdabında kaybolup giden insanlık hikayeleri...
İsrail yetkilileri şimdilik bu konuda resmi bir açıklama yapmaktan kaçınıyor. Ancak uluslararası baskılar arttıkça, bir şekilde hesap vermek zorunda kalacaklar gibi görünüyor. Ya da en azından, umalım ki öyle olsun.
Sonuçta, savaşta bile bazı sınırlar olmalı. İnsanlık onuruna yakışmayan, hiçbir koşulda mazur görülemeyecek eylemler bunlar. Ve maalesef ki, bu kayıtlar bize gösterdi ki bazı sınırlar aşılmış durumda. Çok ama çok fazla aşılmış.