Ortadoğu'da barut fıçısı yeniden alev alıyor gibi. İsrail Meclisi, belki de son on yılın en tartışmalı kararlarından birine imza attı. Filistinli tutuklulara idam cezası verilmesinin yolunu açan yasa teklifi, adeta bir bomba etkisi yarattı.
Nasıl yaratmasın ki? Bu karar, uluslararası hukukun çiğnenmesi anlamına geliyor çünkü. İdam cezalarının, özellikle de siyasi mahkumlar için uygulanması, insan hakları ihlali olarak görülüyor.
Yasanın Detayları Neler?
Knesset'te kabul edilen bu yasa, aslında tam bir hukuk faciası. Şöyle ki:
- Filistinli tutuklulara yönelik idam cezası öngörüyor
- Mahkeme heyetinin oybirliği kararını zorunlu kılıyor
- Askeri mahkemelerin yetkilerini genişletiyor
Biliyor musunuz, bu yasa ilk kez gündeme gelmiyor. Daha önce de benzer girişimler olmuştu ama hepsi rafa kalkmıştı. Şimdi ise farklı bir hava var. Sanki kuralların askıya alındığı yeni bir döneme giriyoruz.
Uluslararası Tepkiler Bekleniyor
Dünya kamuoyunun bu gelişmeye sessiz kalacağını sanmıyorum. Zaten insan hakları örgütleri alarm zillerini çalmaya başladı bile. Amnesty International gibi kuruluşlar, bu kararı 'insanlık dışı' olarak nitelendiriyor.
Aslında işin en vahim yanı şu: Bu tür kararlar, zaten gergin olan bölgedeki durumu daha da kötüleştirebilir. Barış umutlarını tamamen yok edebilir. Adeta bir kısır döngü yaratıyor - şiddet, daha fazla şiddeti doğuruyor.
Peki ya Türkiye'nin tutumu? Dışişleri Bakanlığı'mızın bu konuda ne diyeceğini merakla bekliyorum. Bölgedeki dengeleri altüst edebilecek böyle bir karar, komşu ülkeleri de doğrudan etkileyecek çünkü.
Siyasi Analiz: Perde Arkası Ne?
Bu yasanın kabul edilmesinin arkasında, İsrail'in iç siyasetindeki gerilimler yatıyor olabilir. Koalisyon hükümeti, sağ kanat partilerin baskısı altında. Aşırı sağcı gruplar, uzun süredir idam cezasının geri getirilmesi için lobi yapıyordu.
Aslında bu durum bana 2000'li yılları hatırlattı. O dönemde de benzer tartışmalar yaşanmıştı. Ama şimdi her şey daha farklı. Sosyal medya ve anlık haber akışı, her gelişmenin etkisini katbekat artırıyor.
Sonuç olarak, bu karar sadece hukuki değil, aynı zamanda ahlaki bir skandal. İnsan hakları evrensel beyannamesini hiçe sayan böyle bir uygulama, modern dünyada kabul edilemez. Bölgedeki tüm tarafları akıl ve diyalog yoluna çağırmak gerekiyor.
Ne dersiniz, sizce bu karar geri çekilir mi? Yoksa yeni bir şiddet sarmalının başlangıcı mı olur? Zaman gösterecek...