Girne'de Tarihi Kardeşlik Sofrası: Ersin Tatar'dan 'Kıbrıs Vatandır, Kültürdür, Maneviyattır' Mesajı
Girne'de Kardeşlik Sofrası: Tatar Konuştu

Girne'nin o bildik limanında, akşamın alacakaranlığında tarihi bir buluşmaya daha tanıklık ettik dün. Sanki zamanın durduğu o anlarda, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ı dinlerken, Kıbrıs'ın yüzyıllara dayanan hikayesini bir kez daha hissettik.

Şöyle bir düşünün: Bir ada ki, sadece coğrafyadan ibaret değil. O, binlerce yıllık kültürün, inancın ve geleneklerin harmanlandığı canlı bir varlık adeta. Tatar'ın da dediği gibi, "Kıbrıs vatandır, kültürdür, maneviyattır." Bu sözler boşuna söylenmiş değil elbette.

Geleneğin Devam Ettiği Anlar

Kardeşlik sofrasının kurulduğu o anı tarif etmek gerçekten zor. Masada sadece yemekler yoktu - orada tarih vardı, gelenek vardı, bir milletin yüreğinin attığı her an vardı. Törene katılan herkesin gözlerinde o derin bağlılığı görmek mümkündü.

Ve Tatar'ın konuşması... Ah, o konuşma! Sadece siyasi bir metin değildi. İçinde Kıbrıs'ın ruhunu taşıyan, adanın her karış toprağına sinmiş hikayeleri anlatan samimi bir söyleşiydi. "Bu topraklar" diyordu, "sadece taş ve topraktan ibaret değil. Burada atalarımızın nefesi, duaları, umutları var."

Kıbrıs'ın Ruhunu Anlamak

Belki de en çarpıcı olan, Tatar'ın Kıbrıs kimliğine dair yaptığı vurgulardı. Şöyle düşünün: Bir yer düşünün ki, orada doğmakla yetmiyor - oranın kaderiyle bütünleşmek gerekiyor. İşte tam da bu yüzden Kıbrıs vatandaşlığı sadece bir statü değil, bir varoluş biçimi.

Kültür meselesine gelince... O sofrada hissettiğim şeyi anlatamam. Sanki her yemek, her gülüş, her bakış Kıbrıs'ın bin yıllık hikayesini fısıldıyordu bize. Tatar'ın da işaret ettiği gibi, bu kültür öyle kolay kolay yok olacak bir şey değil. Kökleri o kadar derinlerde ki!

Maneviyat denince ise, işte orada kelimeler yetmez oldu. Kıbrıs'ın manevi dokusunu anlatmak, denizin mavisini tarif etmeye benziyor - görmeden anlaşılmaz. O sofrada hissettiğimiz o derin bağ, işte tam da buydu.

Geleceğe Bakarken

Peki ya gelecek? Tatar'ın sözlerinden anladığım kadarıyla, Kıbrıs'ın yarınları için sağlam temeller atılıyor. Ama şunu unutmamak lazım - gelecek dediğimiz şey, geçmişin üzerine inşa ediliyor. Ve Kıbrıs'ın geçmişi, onu taşıyacak kadar güçlü.

Son bir not: O kardeşlik sofrasında yaşananları anlatmakla bitiremem. İnsanların gözlerindeki o ışıltı, seslerindeki o titreme, Kıbrıs sevgisinin ne demek olduğunu bir kez daha hatırlattı bize. Gerçekten de, bazı şeyler kelimelerle anlatılamaz - yaşamak gerekir.