Meclis'in bugünkü oturumunda yaşananlar, siyasi havayı bir anda germeyi başardı. CHP'li Sera Kadıgil'in sözleri, iktidar kanadında ciddi bir rahatsızlık yarattı desek yanlış olmaz.
Aslında olay öyle beklenmedik de değildi - son günlerde artan siyasi gerilim zaten herkesin malumuydu. Ama Kadıgil'in "devleti hedef alan" ifadeleri, bardağı taşıran son damla oldu adeta.
AK Parti'den Anında Tepki
AK Parti sözcüsü Ömer Çelik'in yüzündeki ifade her şeyi anlatıyordu. "Kabul edilemez" derken sesindeki o titreme, olayın ne denli ciddiye alındığını gösteriyordu. Meclis kürsüsünden sarf edilen sözlerin -kim tarafından söylenirse söylensin- devlet kurumlarına yönelik olması, iktidarın tahammül sınırlarını zorlamıştı.
Çelik'in şu sözleri hâlâ kulaklarda yankılanıyor: "Bizim için devlet kutsaldır. Hiç kimsenin, hiçbir siyasi partinin devleti hedef almasına müsaade etmeyiz." Oldukça net ve kesin bir dil kullanmıştı.
Peki Ne Demişti Kadıgil?
Aslında tam olarak ne söylediği konusunda farklı yorumlar var. Kimine göre eleştiri hakkının doğal kullanımıydı, kimine göre ise çizgiyi aşan bir söylem. Muhalefet kanadından bazı isimler Kadıgil'in sözlerinin bağlamından koparıldığını iddia ederken, iktidar yakınları ise "açıkça devlet düşmanlığı" olarak yorumluyor.
Şu kadarını söyleyeyim - Meclis koridorlarındaki gergin hava, saatler geçse de dağılmış değil. Milletvekilleri gruplar halinde konuşuyor, yüzler asık, sesler yükseliyor. Normal bir gün olmayacağı belli.
Siyasi Kriz Kapıda Mı?
Bazı siyaset gözlemcilerine göre bu olay, daha büyük bir krizin habercisi. Zaten gergin olan siyasi iklim, bu tür söylemlerle daha da ısınabilir. Diğer yandan, muhalefet içinde de farklı sesler var - kimi vekiller daha temkinli konuşmayı tercih ediyor.
Şahsi düşüncem, bu tür tartışmaların aslında Türkiye siyasetinde yeni olmadığı yönünde. Ama her seferinde aynı derecede sertleşiyor, aynı derecede gerginleşiyoruz. Belki de biraz soluklanıp, daha yapıcı bir dil bulmanın zamanı gelmiştir.
Neyse, gelinen nokta şu: Bu söylemlerin siyasi sonuçları olabilir. Hatta belki de yeni bir tartışma sürecinin başlangıcı sayılır. Önümüzdeki günlerde konunun nasıl gelişeceğini hep birlikte göreceğiz.