Gece yarısına doğru gökyüzüne yükselen helikopter sesleri, olağandışı bir şeylerin habercisiydi. Kimse o akşam televizyonlarda darbe bildirisi okunacağını, tankların sokaklara yöneleceğini tahmin edemezdi. Ama Türk halkı, tarih yazacağı o gece için hazırdı.
İlk haberler gelmeye başladığında insanlar şaşkındı. "Bu bir şaka olmalı" diyenler bile vardı. Ta ki Boğaziçi Köprüsü'nde askerlerin ateş açtığı görüntüler ekranlara yansıyana kadar... O an her şey değişti.
Direnişin Sıradan Kahramanları
Sabahın ilk ışıklarına kadar süren o karanlık saatlerde, sıradan vatandaşlar olağanüstü şeyler yaptı:
- Ekmek almaya çıkan dedeler, tankların önüne çıktı
- Gençler, sosyal medyada organize olup meydanlara koştu
- Anneler, asker çocuklarını cepheye değil vatana sahip çıkmaya gönderdi
Ankara'da Meclis bombalanırken, İstanbul'da köprüler kapatılırken halkın tek bir sloganı vardı: "Bu vatan bizim!"
En Dokunaklı Anlar
O gece yaşananlar arasında öyle sahneler vardı ki... Mesela, askerlerin ateş açtığı köprüde bayrağı bırakmayan gencin hikâyesi. Ya da sabaha karşı minarelerden yükselen salâ sesleri eşliğinde meydanları dolduran milyonların görüntüsü.
Bir gazeteci o anları şöyle anlatıyordu: "Sanki tüm ülke tek yürek olmuştu. Kimse kimseye 'sen kimsin' diye sormuyordu. Tek soru 'nasıl yardım edebilirim'di."
Sabah olduğunda, güneş Türkiye'nin üzerine demokrasinin zaferini doğurdu. Ama bedeli ağırdı: 251 şehit, binlerce yaralı... Ve unutulmayacak bir ders: Halkın iradesine kimse diz çöktüremez.
