O gece, Türkiye'nin kaderini değiştiren anlardan biriydi. 15 Temmuz 2016'da, hain darbe girişimine karşı duranlar arasında iki kardeş vardı. Biri 22, diğeri 24 yaşındaydı. Adeta bir film sahnesi gibiydi, ama gerçekti. Çok acı bir gerçek.
Büyük olan, küçüğünü korumak için öne atıldı. "Sen geride kal" dedi, sesi titreyerek. Küçük kardeş dinlemedi tabii ki. Nasıl dinlesin? Vatan söz konusu olunca, yaşın ne önemi var ki?
Bir Gecede Yazılan Destan
Silahlar patlıyor, insanlar kaçışıyordu. Ama onlar kaçmadı. Tam tersine, daha da ileri gittiler. Belki de o an farkında değillerdi, ama tarih yazıyorlardı. Tıpkı Çanakkale'deki dedeleri gibi.
Anneleri anlatıyor sonrasında: "Evlatlarımın her biri binlerce kişiye bedeldi" diyor. Gözlerindeki yaşlar kurumuyor, ama gurur da var. Hem de nasıl bir gurur!
Ahiretteki Hesap
Baba ise farklı bir noktaya dikkat çekiyor: "Bu dünyada adalet tam olarak sağlanamadı belki, ama ahirette mutlaka hesap soracağız." Kelimeleri yürek burkuyor doğrusu.
Mahalledeki komşular hâlâ anlatır o geceyi. Nasıl koştuklarını, nasıl direndiklerini... Sokak lambalarının titrek ışığı altında yazılan bu destan, unutulur gibi değil.
Şimdi o sokaklardan geçerken, insan ister istemez durup bakıyor. Acaba hangi taşın altında onların izleri var? Hangi duvarda kurşun delikleri hâlâ duruyor? Tarih, işte böyle yazılıyor.
