Avrupa'nın lokomotif ülkesi Almanya, adeta bir deprem yaşıyor. Yıllar sonra, kimsenin tahmin edemeyeceği bir konu yeniden masaya yatırılıyor: zorunlu askerlik. Evet, yanlış duymadınız. Berlin'deki koridorlarda fısıltılar giderek yükseliyor.
Savunma Bakanı Boris Pistorius -ki kendisi bu işin ehli sayılır- durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor. "Rusya'nın saldırgan tutumu karşısında hazırlıklı olmalıyız" diyor ve ekliyor: "Toplumun tamamını savunmaya dahil etmemiz şart."
Peki Ne Değişecek?
Aslında olay sadece askere alma meselesi değil. Almanya, Soğuk Savaş'tan bu yana en büyük savunma dönüşümünü yaşıyor. Ordunun mevcudunu 2030'a kadar 20 bin artırmayı planlıyorlar. Bu, küçümsenecek bir rakam değil.
Mevcut sistemde 18-23 yaş arası gençler altı aylık gönüllü hizmet yapabiliyor. Ama Pistorius'un aklındaki model çok daha kapsamlı. Kadın-erkek tüm vatandaşların askerlik yapması gerektiğini savunuyor. Tartışma burada alevleniyor tabii.
Muhalefet Ne Diyor?
Muhalefet partileri ise temkinli. "Zorunlu askerlik demode bir model" diyenler var. "Modern tehditlere modern çözümler bulmalıyız" sesleri yükseliyor. Fakat Rusya-Ukrayna savaşının gölgesi her geçen gün biraz daha uzuyor üzerlerine.
Hükümetin önerdiği "dayanışma hizmeti" modeli ilginç: Gençler askerlik yerine sivil toplum kuruluşlarında çalışabilecek. Esnek bir sistem yani. Ama acaba bu yeterli mi?
Alman Toplumu Hazır Mı?
İşin en zor kısmı burası. Alman halkı, II. Dünya Savaşı'ndan bu yana askerlik konusunda oldukça temkinli. Pasifist eğilimler hâkim. Ancak Doğu Avrupa'daki gelişmeler bu tutumu sorgulatıyor.
Anketlere göre halkın yarısı zorunlu askerliğe sıcak bakıyor. Diğer yarısı ise tereddütlü. "Savaş bize uzak" diyenlerle "hazırlıklı olmalıyız" diyenler arasında gidip gelen bir tartışma bu.
Pistorius'un şu sözleri oldukça çarpıcı: "Savunma sadece ordu meselesi değil, toplumsal bir sorumluluktur." Haklı mı? Bence öyle. Çünkü modern savaşlar artık sadece cephede değil, siber uzayda, enformasyon alanında da veriliyor.
Pratikte Ne Anlama Geliyor?
- Zorunlu askerlik 6 ay ile 1 yıl arasında değişebilir
- Kadınlar da askerlik yapmak zorunda kalabilir
- Sivil hizmet alternatifi devam edebilir
- Eğitimli personel sayısı artırılacak
- Savunma bütçesi yeniden gözden geçirilecek
Sonuç olarak, Almanya tarihi bir yol ayrımında. Ya geleneksel pasifist tutumunu sürdürecek ya da değişen dünya koşullarına uyum sağlayacak. Karar sadece Berlin'de değil, her Alman vatandaşının vicdanında verilecek gibi görünüyor.
Bu arada unutmayalım: Almanya'nın attığı her adım, tüm Avrupa'yı etkiliyor. Yani bu sadece onların meselesi değil, hepimizin meselesi aslında.