Dün akşam saatlerine damgasını vuran bir açıklama geldi ve adeta siyaset arenasında bir şimşek gibi çaktı. Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, o bildiğiniz üslubuyla konuştu ve kelimelerini özenle seçti. Aslında her zamanki gibi… Ama bu sefer, söyledikleri hafızalardan kolay kolay silinmeyecek cinsten.
«Türkiye’nin gelgitler içinde olduğunu düşünüyorum» ifadesini kullandı. Evet, yanlış duymadınız. Gelgit. İç ve dış meselelerdeki istikrarsızlığı, dalgalanmaları anlatmak için belki de en isabetli metafor buydu.
Peki Neden Böyle Dedi?
Başbuğ’a kulak verirsek, olayları okumakta haklı olabileceğini görüyoruz. Ülke gündemi bir o yana, bir bu yana savruluyor. Bugün gündemde olan, yarın unutuluyor. Toplum olarak bir fikir birliğine varmakta güçlük çekiyoruz – ki bu da onun deyimiyle ‘gelgit’ halinin en acı kanıtı.
Konuşmasının devamında, dış politikadaki belirsizliklere de parmak bastı. «Komşularımızla ilişkilerde inişler çıkışlar yaşıyoruz» dedi. Doğruyu söylemek gerekirse, kim itiraz edebilir ki? Son birkaç yıldır diplomasi masasında yaşananlar, bu sözü doğrular nitelikte.
Askeri Perspektiften Bakış
Tabii bir de işin askeri boyutu var. Başbuğ, ordunun durumuyla ilgili de kaygılarını dile getirmekten çekinmedi. «Yapısal sorunlar devam ediyor» uyarısında bulundu. Ona göre, mevcut sistem içinde askeri kurumların etkinliği sorgulanır halde. Bu oldukça ciddi bir tespit.
Peki ya çözüm? Ona göre çözüm, daha fazla diyalog ve şeffaflıkta yatıyor. «Toplum olarak birbirimizi dinlemeyi yeniden öğrenmeliyiz» diyerek, aslında hepimizin bildiği ama uygulamakta zorlandığı bir gerçeğin altını çizdi.
Sonuç olarak, Başbuğ’un bu açıklamaları önümüzdeki günlerde siyasi tartışmaları alevlendirecek gibi duruyor. Kimileri onu desteklerken, kimileri eleştirecek. Ama şunu kabul etmeliyiz ki, söyledikleri Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu oldukça net bir şekilde özetliyor.
