
Eski bir İsrail askeri yetkilisinin ağzından dökülenler, adeta bomba etkisi yaratacak cinsten. Durum şu: Türkiye'nin askeri kapasitesi, bölgedeki dengeleri yeniden düşünmeye zorluyor.
İsrail Savunma Kuvvetleri'nden emekli olan deneyimli bir albay, gözlemleriyle herkesi şaşırttı. Askeri çevrelerde fısıltıyla konuşulan bir gerçeği, cesaretle dile getirdi. Türk ordusunun teknik üstünlüğü ve operasyonel kabiliyetleri karşısında, doğrusu hazırlıksız olduklarını belirtti.
Bir İtirafın Anatomisi
Albay, konuşmasının devamında şunları ekledi: "Türk Silahlı Kuvvetleri, muazzam bir güce sahip. Teknoloji, eğitim ve personel kalitesi açısından bölgenin en etkili ordularından biri. Onlarla doğrudan bir çatışmaya girmek, stratejik bir felaket olur." Bu sözler, askeri analistler arasında yankı buldu.
Peki neden böyle bir açıklama yapma ihtiyacı hissetti? Anlaşılan o ki, bölgedeki güç dengelerinin farkında olanlar, mevcut durumu yeniden değerlendirme gereği duyuyor. Türkiye'nin son yıllardaki savunma sanayii atılımları ve askeri modernizasyon çabaları, gözden kaçırılamayacak kadar belirgin.
Sayılarla Gerçekler
TSK'nın elindeki insansız hava araçları, elektronik harp sistemleri ve özel kuvvetlerin operasyonel yetenekleri, küresel çapta takdir topluyor. Albayın da vurguladığı gibi, bu kabiliyetler sadece teoride değil, sahada da defalarca test edildi ve başarısını kanıtladı.
Aslında bu itiraf, sadece bir kişinin görüşü değil. Arkasında yatan, daha geniş bir stratejik kaygı. Bölgesel güvenlik mimarisinde Türkiye'nin artan rolü, komşuları ve müttefikleri tarafından dikkatle izleniyor.
Sonuç olarak, askeri dengelerin sürekli değiştiği bir coğrafyada, gücün dili her zaman en etkili olan. Türkiye'nin bu anlamda elde ettiği konum, sadece bugünü değil, yarınları da şekillendirecek gibi görünüyor.