Boom! Türkiye'nin gökyüzündeki yeni hakimi Gökhan, ilk test atışlarını adeta bir şovla tamamladı. Savunma sanayisinin arka bahçesinde sessizce büyüyen bu proje, artık tüm dünyaya "Biz de varız!" diye haykırıyor.
Gökhan'ın performansı, beklentileri birkaç kat aştı. 100 kilometreden fazla menziliyle (kimilerine göre tam olarak 150 km) bu füze, adeta bir "mesafe avcısı". Hedefi vurmadaki isabet oranı ise -detayları vermeyelim ama- inanılmaz derecede yüksek.
Neden Bu Kadar Önemli?
Şimdi, bu kadar heyecanlanmamızın sebebi ne? Öncelikle, Gökhan tamamen milli kaynaklarla geliştirildi. Dışa bağımlılık? Artık tarih oldu! Füzenin elektronik sistemleri, güdüm mekanizması ve itki teknolojisi -hepsi- yerli mühendislerin eseri.
Peki ya fiyat/performans oranı? Dolar bazında hesap yaparsak, yabancı rakiplerine göre neredeyse yarı fiyatına aynı işi görüyor. Üstelik bakım maliyetleri de oldukça düşük.
Test Aşamaları Nasıl Geçti?
İlk atışta bile mükemmele yakın sonuç alındı. Sistemin stabilitesi, hedefe kilitlenme süresi ve manevra kabiliyeti -özellikle son nokta- gerçekten etkileyiciydi. Deniz hedeflerine karşı özel olarak optimize edilen füze, dalgalı sularda bile performansından ödün vermiyor.
Testler sırasında yaşanan küçük bir aksilik (bir sensör arızası) hızla çözüldü. Bu da ekibin ne kadar hazırlıklı olduğunu gösterdi. Sonuç? Mükemmel bir başarı hikayesi!
Gelecek Planları
Önümüzdeki 6 ay içinde seri üretime geçilmesi planlanıyor. İlk parti füzelerin Deniz Kuvvetleri envanterine girmesiyle birlikte, Türkiye'nin savunma doktrini de önemli ölçüde değişecek.
Uzmanlara göre Gökhan, sadece bir füze değil - stratejik bir oyun değiştirici. Bölgedeki dengeyi yeniden tanımlayacak bu teknoloji, Türkiye'nin savunma diplomasisinde de yeni kapılar açacak.
