
Tokyo'dan gelen son haberler, savunma harcamalarında adeta bir devrim yaşandığını gösteriyor. Japonya Savunma Bakanlığı, önümüzdeki mali yıl için tam 7 trilyon 700 milyar yenlik bir bütçe talebiyle hükümete başvurdu. Bu rakam, geçen yılki bütçeden yüzde 13.4 daha fazla - inanılmaz değil mi?
Peki neden böyle bir artış? Aslında cevap oldukça net: Kuzey Kore'nin füzeleri ve Çin'in askeri genişlemesi Tokyo'yu ciddi şekilde endişelendiriyor. Bakanlık yetkilileri, bu tehditlere karşı ülkenin savunma kabiliyetini artırmak istiyor.
Balistik Füze Savunma Sistemi Öne Çıkıyor
Talebin en dikkat çekici kısmı, balistik füze savunma sistemleri için ayrılan kaynak. Tam 898 milyar yen! Bu sistemler sayesinde Japonya, olası bir füze saldırısını havada imha edebilecek.
Bir diğer önemli kalem ise F-35 savaş uçakları. Bakanlık, bu son teknoloji ürünü uçaklardan daha fazla almak istiyor. Hem de hem konvansiyonel hem de dikey iniş-kalkış yapabilen modellerinden.
- Balistik füze savunma sistemleri: 898 milyar yen
- F-35 savaş uçakları alımı
- Yeni nesil savaş gemisi inşası
- Uzay ve siber güvenlik yatırımları
Japonya'nın savunma stratejisi artık sadece geleneksel alanlarla sınırlı değil. Uzay ve siber güvenlik de bütçeden önemli pay alıyor. Çünkü modern savaşlar artık farklı boyutlarda ilerliyor.
Japonya'nın Savunma Doktrini Değişiyor
Aslında bu bütçe talebi, Japonya'nın savunma anlayışındaki köklü değişimin bir göstergesi. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra benimsenen pasifist anlayış yavaş yavaş yerini daha aktif bir savunma politikasına bırakıyor.
Başbakan Fumio Kişida'nın geçen yıl açıkladığı yeni güvenlik stratejisi, aslında bu değişimin resmi belgesi niteliğinde. Beş yıllık dönemde savunma harcamalarını gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 2'sine çıkarmayı planlıyorlar. Bu oran, NATO standartlarıyla uyumlu.
Japonya'nın bu hamlesi, bölgedeki diğer ülkeleri de etkileyebilir. Çünkü Asya-Pasifik'teki güç dengesi yeniden şekilleniyor. Tokyo, askeri kapasitesini güçlendirerek bölgedeki istikrarı korumayı hedefliyor.
Sonuç olarak, Japonya'nın bu rekor bütçe talebi sadece rakamlardan ibaret değil. Aynı zamanda uluslararası ilişkilerdeki konumunu ve gelecek vizyonunu yansıtıyor. Bölgesel güvenlik dinamikleri açısından oldukça önemli bir gelişme.