
O gece, her şey bir anda değişti. Ankara'nın göbeğinde, tarihin akışını değiştirecek bir direnişin tohumları atılıyordu. Ve o tohumların en gürbüzü, belki de en sessiziydi Ömer Halisdemir...
Kimdi bu adam? Gösterişten, palavradan, boş lâftan nefret eden bir asker. Üniformasının altında koskoca bir yürek taşıyan, ama bunu asla dillendirmeyen bir yiğit.
Bir Kahramanın Doğuşu
Niğde'nin Bor ilçesinde başlayan hayat hikâyesi, adeta bir destan gibiydi. Çocukluğundan beri asker olmayı hayal eden bir çocuk... Sonra o çocuk büyüdü ve kendini 15 Temmuz gecesinin karanlığında buldu.
O gece, Ömer Halisdemir'in karşısına çıkan General Semih Terzi'ye tek kurşunla cevap verdiğinde, aslında tüm milletin sesi olmuştu. "Bu vatan kolay kazanılmadı" dercesine...
Sessiz Çığlık: Bir Milletin Uyanışı
Şehit Ömer'in hayatına baktığınızda, aslında o geceki tavrının bir sürpriz olmadığını anlarsınız. Komutanları anlatıyor:
- Görev aşkıyla yanıp tutuşan bir askerdi
- Şakalaşmayı severdi ama iş ciddiye binince asla gevşemezdi
- Üniformasını bir onur meselesi olarak görürdü
15 Temmuz gecesi, bu özelliklerin hepsi bir araya geldi adeta. Ve ortaya çıkan tablo, bir milletin kaderini değiştirdi.
Bir Sembol Doğuyor
Ömer Halisdemir'in eşi anlatıyor: "Hiçbir zaman göz önünde olmayı sevmezdi. Ama şimdi tüm Türkiye onu tanıyor." İşte ironi burada: En sade, en gösterişsiz asker, belki de en büyük kahraman oldu.
Bugün, Ömer Halisdemir'in adı okullarda, caddelerde, gönüllerde yaşıyor. O bir sembol artık - direnişin, onurun, vatan sevgisinin...
15 Temmuz'un üzerinden yıllar geçti. Ama o geceyi unutmak mümkün mü? Ömer Halisdemir gibi kahramanlar sayesinde, bu milletin nasıl bir araya geldiğini görmek, insana umut veriyor aslında.