İsrail'in militarize imajı, son dönemde sarsıntı geçiriyor. Herkesin 'süper güçlü' sandığı ordu, içten içe ciddi bir insan kaynağı sıkıntısıyla boğuşuyor. Kimsenin yüksek sesle söylemediği ama rakamların acımasızca gösterdiği bir gerçek bu.
Resmî verilere göre, zorunlu askerlik çağındaki gençlerin orduya katılım oranları son yıllarda adeta bir balon gibi sönmüş durumda. Öyle ki, bu düşüş trendi savunma çevrelerinde gizli bir panik havası yaratmış. Peki, bu 'gönüllü katılım' krizi nereden çıktı?
Rakamların Dili: Endişe Verici Tablo
İsrail medyasına yansıyan haberlere bakılırsa, durum hiç de iç açıcı değil. Askerlik şubesinin önünde kuyrukların oluştuğu günler çok geride kalmış. Gençlerin bir kısmı dini gerekçeleri öne sürerken, bir diğer kısmı ise alternatif sivil hizmeti tercih ediyor. Hatta –inanması güç ama– askerlikten kaçmak için çeşitli yollara başvuranların sayısı da azımsanmayacak kadar fazla.
Bu, ordunun sadece sayısal anlamda değil, nitelik anlamında da zayıflaması demek. En iyi beyinler, en yetenekli eller artık farklı kapılara yöneliyor. Askeriyenin itibarı, bir zamanlar olduğu gibi değil anlayacağınız.
Peki Ya Sebepler? İşin Aslı Nedir?
Bu sorunun tek bir cevabı yok elbette. Toplumsal bir yorgunluk mu, siyasi polarizasyonun bir sonucu mu, yoksa modern hayatın getirdiği bireysellik mi? Muhtemelen hepsinin bir karışımı. Ülke içindeki siyasi gerilimler ve son dönemdeki tartışmalı yargı reformu sürecinin de gençlerin devletle olan bağını zayıflattığı konuşuluyor. Yani, işin içinde biraz da 'güven kaybı' var.
Ordunun üst düzey komutanları ise bu durumu görmezden gelmiyor. İçeride yapılan sunumlarda, bu düşüş eğiliminin 'ulusal güvenlik için stratejik bir tehdit' olarak tanımlandığı belirtiliyor. Kulağa biraz dramatik geliyor ama durumun ciddiyetini anlatmaya yetiyor.
Sonuç olarak, İsrail ordusu zor günlerden geçiyor. O eski 'dibine kadar dolu' kışlalar, yerini yavaş yavaş boş kalan bölüklere bırakıyor. Bu sadece bir asker sayısı meselesi değil, aynı zamanda toplumun devletle kurduğu bağın da bir göstergesi. İsrail, bu sosyolojik ve askerî krizi çözmekte zorlanırsa, Ortadoğu'daki dengeleri yeniden düşünmek gerekecek.
