
Ankara'da siyaset sahnesini derinden etkileyen bir dava daha sonuçlandı. Hem de hiç beklenmeyen bir şekilde!
CHP'nin geçtiğimiz aylarda düzenlediği olağanüstü kurultayına yönelik açılan iptal davasında, Ankara 10. İdare Mahkemesi adeta bombayı patlattı. Davacı tarafın tüm iddialarını reddeden mahkeme, kurultayın usul ve esaslara uygun şekilde yapıldığına hükmetti.
Davacıların İddiaları Nelerdi?
Kurultay delegelerinden bazıları, yapılan olağanüstü kurultayın parti tüzüğüne ve seçim yönetmeliğine aykırı olduğunu öne sürmüştü. Oldukça iddialı bir dille açılan davada, delegeler kurultay kararlarının iptalini talep etmişti.
Ancak mahkeme heyeti, davacıların sunduğu argümanları incelemeye aldıktan sonra oldukça net bir sonuca vardı: Yapılan hiçbir işlemde usulsüzlük bulunmuyordu.
Mahkemenin Gerekçesi Şaşırttı
Kararın gerekçesi gerçekten dikkat çekiciydi. Mahkeme, davacıların iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, CHP'nin kurultay sürecini mevzuata uygun şekilde yürüttüğünü vurguladı.
Zaten -açıkças- parti yönetimi de başından beri bu kurultayın tamamen şeffaf ve demokratik bir şekilde gerçekleştirildiğini savunuyordu. Mahkeme kararı da bu savunmayı doğrular nitelikte çıktı.
Siyasi Çevrelerden Tepkiler Yağdı
Karar açıklandıktan sonra siyaset koridorları adeta hareketlendi. CHP'liler karardan memnuniyet duyduklarını ifade ederken, muhalif sesler ise mahkemenin bu kararını eleştirmekte gecikmedi.
Kimilerine göre bu karar parti içi demokrasinin bir zaferiydi, kimilerine göre ise sadece teknik bir detaydı. Ama şu bir gerçek ki, Türk siyasetinde bu tür davalar her zaman büyük yankı uyandırıyor.
Peki ya sizce? Parti içi muhalefetin açtığı davalar demokrasinin gereği mi, yoksa siyasi hesapların bir parçası mı? Cevabı zaman gösterecek...
Sonuç olarak, Ankara 10. İdare Mahkemesi'nin verdiği bu kararla CHP'nin olağanüstü kurultayı yasal bir zemine oturmuş oldu. Siyaset sahnesinde bir belirsizlik daha ortadan kalktı, ancak tartışmaların devam edeceğine kesin gözüyle bakılıyor.