Tam on yedi gemi. Her biri insanlığın vicdanını yüklenmiş, umut taşıyor Gazze'ye doğru. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın da katılımıyla gerçekleşen uğurlama töreni, aslında sıradan bir veda değil, dünyaya verilmiş güçlü bir insanlık dersiydi adeta.
Bakan Yerlikaya'nın sözleri hâlâ kulaklarda yankılanıyor: "Gazze yalnız değil!" Bu cümle, belki de son dönemlerde duyduğumuz en anlamlı ifadelerden biri. Çünkü o sadece bir bakan olarak konuşmuyordu; tüm Türkiye'nin, hatta insanlığın sesi oluyordu o an.
Zor Zamanlarda El Uzatmak
Gemilerde neler yok ki? İlaçlar, gıda malzemeleri, temel ihtiyaç ürünleri... Her biri, bir insanın hayatını kurtarabilecek kadar değerli aslında. Düşünsenize, okyanusun ortasında ilerleyen bu gemiler, bir yandan da insanlığın onurunu taşıyor.
Bakan Yerlikaya'nın vurgusu çok net: Türkiye, zor zamanlarda mazlumların yanında olmayı sürdürecek. Bu, sadece bir devlet politikası değil, bin yıllık bir gelenek aslında. Yardım eli uzatmak, bizim kültür kodlarımızda var.
Denizler Aşacak, Umutlar Yeşerecek
Şu an o gemiler denizde. Dalgaları yararak ilerliyorlar. Her mil, Gazze'deki bir çocuğun yüzünü güldürmeye biraz daha yaklaştırıyor onları. Zorlu bir yolculuk belki, ama değer.
İnsan düşünmeden edemiyor: Dünyada hâlâ iyilik için yola çıkan gemiler var. Bu, içimizi ısıtan bir düşünce değil mi? Modern dünyanın karmaşası içinde bazen unuttuğumuz basit bir gerçek; iyilik en büyük güç.
Gemiler varacaklarında, sadece malzeme boşaltmayacaklar. Umut da bırakacaklar oralara. Çünkü biliyorlar ki, en zor anlarda bile yalnız olmadığını bilmek, insan ruhuna iyi gelen en güçlü ilaç.
