Avrupa'nın en büyük sivil toplum kuruluşu olan İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG), bu yıl düzenlediği Hac ve Umre organizasyonuyla kutsal topraklara binlerce kişiyi getirdi. Avrupa'nın yanı sıra Kanada ve Avustralya'dan gelen Müslümanların katıldığı programda, Mekke'de düzenlenen özel bir buluşmada yaklaşık 50 kadın umreci, tesettüre girme kararı alarak manevi bir dönüşüm yaşadı.
Cebel-i Nur Eteklerinde Tarihi Karar
Program, İslam inancında büyük öneme sahip bir mekanda, vahyin ilk ayetlerinin indirildiği Hira Mağarası'nın bulunduğu Cebel-i Nur Dağı'nın eteklerinde gerçekleştirildi. Manevi atmosferin yoğun olduğu bu buluşmada alınan kararlar, katılımcılar ve IGMG yetkilileri tarafından büyük bir coşku ve heyecanla karşılandı.
IGMG Kadınlar Teşkilatı Hac ve Umre Sorumlusu Narin Yalçın, yaptığı konuşmada mekanın anlamına vurgu yaparak, "Allah Resûlü’nün kalbinin daraldığında gelip dua ettiği Cebel-i Nur’un eteklerindeyiz" dedi. Yalçın, 41 kadının bu mübarek yerde tesettür kararı aldığına şahitlik ettiklerini belirterek, onları tebrik etti ve bu kararın aile ve iş hayatlarında örnek teşkil edeceğine inandığını ifade etti.
Gençlere İlham Olacak Hikayeler
IGMG Kadınlar Gençlik Teşkilatı Başkanı Zehra Karataş ise konuşmasında özellikle gençlere seslendi. Karataş, "Bizim tesettüre girme hikâyemiz yok ama sizin var" diyerek, ileride çocuklarına ‘İlk umremde, Mekke’de tesettüre girdim’ diyebileceklerini ve bunun gençlere verilebilecek en güçlü cevap olacağını söyledi. Karataş, Nisa ve Ahzab surelerindeki ilgili ayetlere atıfta bulunarak, vahyin indiği topraklarda Allah'ın emrine teslim olmanın önemine dikkat çekti.
"Kalbimdekini Başımda Taşıyamadım"
Programda tesettüre girmeye karar verenlerden biri de 65 yaşındaki Seher Toprak oldu. Duygusal anlar yaşayan Toprak, "Kalbimdekini başımda taşıyamadım. Keşke bu kadar geç kalmasaydım" sözleriyle hislerini paylaştı. Hayatının kalan kısmını bu şekilde yaşamayı umduğunu belirten Toprak, günahlarının affedilmesi için tövbe etme temennisinde bulundu.
IGMG'nin bu umre organizasyonu, sadece bir ibadet seyahati olmanın ötesine geçerek, katılımcılar için hayatlarında derin izler bırakan manevi bir dönüşüm platformuna dönüştü. Mekke'de, Cebel-i Nur'un manevi atmosferinde alınan bu samimi kararlar, Avrupa ve diğer kıtalardan gelen Müslümanların inanç yolculuklarındaki önemli bir mihenk taşı olarak kayıtlara geçti.
