İstanbul'un Maltepe ilçesinde, belediye işçilerinin hak talepleri nedeniyle başlattığı "işten kaçınma" eyleminin dördüncü gününde, toplanmayan çöpler cadde ve sokaklarda dağ gibi yığılarak ciddi bir çevre ve sağlık sorununa yol açtı. CHP'li Maltepe Belediyesi ile DİSK'e bağlı Genel-İş Sendikası arasındaki anlaşmazlık, ilçe sakinlerinin günlük hayatını olumsuz etkilemeye devam ediyor.
Eylemin Nedeni: Geç Ödemeler ve Hak Kayıpları
Krizin temelinde, belediye iştiraki MATAŞ A.Ş. bünyesinde çalışan yaklaşık 2 bin işçinin hak talepleri yatıyor. İşçiler, ekim ayında ödenmesi gereken ikramiyelerinin ve eğitim yardımlarının zamanında yatırılmadığını belirtiyor. Ayrıca, maaşların sürekli geç ödendiği ve fazla mesai ücretlerinde kesintiler yapıldığı iddia ediliyor.
Sendika, İş Kanunu'nun 34. maddesine dayanarak işçilerin "çalışmaktan kaçınma" hakkını kullandığını açıkladı. 1 Aralık 2025 tarihinde başlayan eylem, belediye yönetiminin ödemelere dair net bir taahhütte bulunmaması üzerine sürüyor.
Mahalleler Çöp Altında Kaldı
Eylemin en görünür ve en rahatsız edici sonucu, dört gündür toplanmayan çöpler oldu. Özellikle Aydınevler, Fındıklı, Zümrütevler ve Küçükyalı gibi mahallelerde çöp konteynerlerinden taşan atıklar, kaldırımları ve sokak aralarını kapladı. Hava sıcaklığının düşük olmasına rağmen oluşan koku ve görüntü kirliliği, ilçe sakinlerini endişelendiriyor. Biriken çöplerin halk sağlığını tehdit etmeye başladığı ifade ediliyor.
Belediye ve Sendika Karşı Karşıya
Maltepe Belediyesi, sorunun çözüleceğine dair açıklama yapmış olsa da henüz somut bir adım atılmadı. Sendika ise belediyenin sosyal medya açıklamalarına sert bir yanıt verdi. Genel-İş Sendikası, yaptığı yazılı açıklamada şu soruları yöneltti: "Bu süreci buraya getiren işçiler mi yoksa sözleşmeyi uygulamakla yükümlü belediye yönetimi mi? İşçiler bütün işi gücü bırakıp kış günü macera mı arıyor yoksa hakkını mı arıyor?"
Sendika, belediyenin "maaşları aksatmadan ödedik" açıklamasını da eleştirerek, maaş ödeme gününün sürekli ertelendiğini ve fazla mesai ücretlerinin keyfi nedenlerle kesildiğini savundu. İki yılda bir yapılan toplu iş sözleşmesinin karşılıklı taahhütler içerdiğini ve bu taahhütlere uyulmasını talep ettiklerini vurguladı.
Ortaya çıkan manzara, yerel yönetimlerdeki işçi-hak ilişkilerinin sadece çalışanları değil, tüm bir ilçenin yaşam kalitesini doğrudan etkileyebileceğini gözler önüne serdi. Tüm tarafların masaya oturarak acilen bir çözüm üretmesi bekleniyor.
