Her şey o telefonla başladı aslında. Bir sabah uyandığımda, hayatımın bir daha asla eskisi gibi olmayacağını hissetmiştim. İnsan böyle anlarda ne yapacağını bilemiyor, nefes almak bile zor geliyor.
Mahkeme salonuna ilk girdiğimde hissettiklerimi kelimelere dökmem imkansız. O an anladım ki -bu yolda yalnız yürümeyeceğim. Arkamda duran insanlar, bana inananlar... Onların varlığı her şeye değerdi.
Zorlu Süreç ve Mücadele Azmi
Davayı öğrendiğim ilk anı hatırlıyorum da... İnsanın içinde bir fırtına kopuyor. Ama sonra diyorsun ki: "Pes etmek yok." Ben de öyle yaptım işte. Bu dava için yola çıktım ve sonuna kadar gideceğim.
Şimdi geriye dönüp baktığımda, her şeyin bir imtihan olduğunu görüyorum. Hayat bazen insanı en dip noktaya götürüyor ki, aslında ne kadar güçlü olduğunu anlayabilsin. Ben de öğrendim.
Destek Mesajları ve Dayanışma
İnsanların bana ulaşan mesajları... Kimi dua ediyor, kimi destek veriyor, kimi sadece "yanındayız" diyor. Bunların hepsi bir hazine benim için. Çünkü biliyorum ki -gerçek dostlar en zor zamanlarda belli olur.
Mahkeme sürecinde yaşadıklarım ise apayrı bir hikaye. Sabah erken saatlerde yola çıkışlar, uzun bekleyişler, avukatlarla yapılan son dakika görüşmeleri... Hepsi hafızama kazınmış durumda.
Gelecek Beklentileri ve Umut
Peki ya sonrası? İnsan doğal olarak "acaba ne olacak" diye düşünüyor. Ama şunu söyleyebilirim: Adalete olan inancım tam. Doğrunun ve haklının yanında olacağına inanıyorum.
Bu süreçte en çok ne mi zorladı? Belki de aileme yaşattığım endişe. Onların gözlerindeki o tedirgin ifade... İşte o anlar en ağır gelenlerdi.
Fakat hayat devam ediyor. Her gün yeni bir sayfa açılıyor ve ben bu hikayenin sonunun güzel biteceğine dair içimde bir his var. Belki de insan en kötü anlarda bile umut etmeyi bırakmamalı.
Son sözüm şu: Hiç kimse hayatında böyle bir süreç yaşamak istemez ama geldi mi de -dimdik durmak gerek. Ben durdum, durmaya da devam edeceğim.