İstanbul'da adeta bir soygun filminden fırlamış gibi duran bir skandal patlak verdi. Büyükşehir Belediyesi'nin milyonluk ihaleleri, vatandaşın cebinden çıkan paraların nasıl hiçe sayıldığının en acı örneği oldu.
Olay öyle basit değil. Öyle sıradan bir usulsüzlük hiç değil. Adeta organize bir şekilde işleyen bir sistemin parçaları tek tek ortaya çıkıyor.
Milyonluk Transferler ve Şüpheli Ödemeler
İBB'den ihale alan bir firma, aldığı ödemenin neredeyse tamamını –inanın yanlış duymadınız– neredeyse tamamını!– başka bir şirkete aktarmış. Bu aktarımın boyutu o kadar büyük ki, insan "Acaba yanlışlık mı oldu?" diye düşünmeden edemiyor. Ama maalesef yanlışlık değil.
Ödenen milyonlarca liranın büyük kısmı, doğrudan Özkan isimli şirketin hesabına geçmiş. Bu transferlerin nasıl yapıldığı, hangi gerekçelerle meşrulaştırılmaya çalışıldığı ise merak konusu. Kim onay verdi? Hangi belediyecilik hizmeti karşılığında bu ödemeler yapıldı? Sorular ardı ardına sıralanıyor.
Vergi Veren Vatandaşın Cebinden Çalındı
Burada asıl kaybeden, her zamanki gibi, vergisini düzenli ödeyen, belediyenin hizmet bekleyen sıradan İstanbullular oldu. O paralar ki, yollara, parklara, sosyal yardımlara, temiz bir kente dönüşmeliydi. Ama dönüşmedi.
Yerine, şirket hesapları arasında dönen, birkaç kişiyi zengin eden bir döngüye dönüştü. İnsanın içi sızlıyor gerçekten. Bu nasıl bir pervasızlık?
İhalelerdeki Şaibe Üzerine Soru İşaretleri
İhaleye giren firma ile ödeme yapılan firma arasındaki ilişki ne? Bu kadar büyük bir kaynağın tek bir noktaya aktarılması nasıl mümkün oldu? Muhasebe kayıtları, denetim mekanizmaları bu süreçte neredeydi?
Tüm bu sorular, İstanbul'un mali yönetimine dair derin endişeleri de beraberinde getiriyor. Acaba bu tek vaka mı, yoksa buzdağının görünen yüzü mü? Çok sayıda belediye ihalelerinin şeffaf bir şekilde incelenmesi artık zorunluluk haline geldi.
Sonuç olarak, bu skandal sadece bir yolsuzluk haberi değil. Aynı zamanda kamu kaynaklarının nasıl hoyratça harcanabildiğinin, denetim mekanizmalarının nasıl işlemediğinin ve en önemlisi, vatandaşa olan saygının nasıl yok sayıldığının acı bir kanıtı. İstanbullular cevap bekliyor.