İBB Vurgununda Kilit İsim: Gülibrahimoğlu'nu Sisteme Kim Soktu?
İBB Vurgunu: Gülibrahimoğlu'nu Sisteme Kim Soktu?

SABAH Gazetesi yazarı Mahmut Övür, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) bünyesinde ortaya çıkarılan ve 31 milyar TL'yi aşan resmi hacimli vurgun iddialarının kilit ismi Murat Gülibrahimoğlu'nun arka planını ve "sistem"e nasıl entegre olduğunu gözler önüne seren bir yazı kaleme aldı. Övür, yazısında "Murat Gülibrahimoğlu'nu 'Sistem'e kim soktu ve sistemden kimler nemalandı?" sorusunu gündeme taşıdı.

5 Yılda Trilyonluk Rantın Merkezine Yerleşme Öyküsü

Türkiye siyasetinin karanlık dehlizlerinde dolaşan "İmamoğlu Suç Örgütü" iddianamesi içindeki Gülibrahimoğlu dosyası, son yılların en çarpıcı örneklerinden biri olarak nitelendiriliyor. Ortada sıradan bir ticari hikâye bulunmuyor. Aksine, bir kişinin doğru kapıdan içeri girmesinin ardından sadece 5 yıl gibi kısa bir sürede trilyonluk bir rant düzeninin tam merkezine nasıl yerleştiğinin fotoğrafı var.

Birkaç yıl öncesine kadar adı sanı duyulmayan Murat Gülibrahimoğlu, bugün özel uçaklı seyahatleriyle gündeme geliyor. İBB'nin en kritik işlerinde söz sahibi olan Gülibrahimoğlu'nun, iddialara göre yılda 150-200 milyon dolar dönen bir rantın ortağı konumuna yükseldiği belirtiliyor. Savcılık iddianamesi 31 milyar TL'lik bir rakama işaret etse de, sektör kaynakları gerçek hacmin bu rakamın en az dört katı olabileceğini öne sürüyor.

Beylikdüzü'ndeki Gizemli Buluşma ve Ardından Açılan Kapılar

Peki, sıradan bir iş insanı bu devasa çarkın tam ortasına nasıl yerleşti? Etkin pişmanlık ifadeleri ve iddianamedeki anlatımlar, olayın başlangıç noktası olarak 2021 yılında Beylikdüzü'ndeki Defne Restoran'da gerçekleşen bir akşam buluşmasını işaret ediyor. Bu buluşmada Gülibrahimoğlu'nun "ünlü bir siyasetçi" ile bir araya geldiği iddia ediliyor.

Bu görüşmenin hemen ardından, Murat Gülibrahimoğlu için İBB içindeki kapıların ardına kadar açıldığı, kendisine hafriyat döküm sahalarının verildiği ve belediye içinde kurulan "sistem"in merkez gücü haline geldiği öne sürülüyor. Bir iş insanının kaderinin tek bir görüşmeyle bu denli değişmesi, görüşmenin siyasi karşılığının ne kadar ağır olduğu sorusunu gündeme getiriyor.

Müsavat Dervişoğlu İddiası ve Sessizlik

Siyaset kulislerinde bir süredir, o restorandaki "ünlü siyasetçi"nin, o dönem İyi Parti'nin etkili isimlerinden ve bugünün genel başkanı Müsavat Dervişoğlu olduğu konuşuluyor. Mahmut Övür, bunun bir suçlama değil ancak kamuoyunun bilmek zorunda olduğu bir iddia olduğunu vurguluyor. Asıl dikkat çeken nokta ise Dervişoğlu'nun bu iddialar karşısındaki sessizliği. İmamoğlu dosyasıyla ilgili sık sık sert açıklamalar yapan Dervişoğlu'nun bu konuda tek kelime etmemesi, hem siyaseten hem de kamu vicdanı açısından sorgulanıyor.

Bu sessizliğin nedeni, Kemerburgaz'daki bir büro olabilir mi? Çünkü iddialara göre Dervişoğlu, söz konusu büroda Murat Gülibrahimoğlu ile defalarca görüşmüş. Bu bilgiyi itirafçılar değil, o büronun sahibi ve Gülibrahimoğlu'nun o dönemki ortağı olduğu belirtilen bir iş insanı aktarıyor. Tanık, Dervişoğlu'nun büroya sık sık geldiğini ve Gülibrahimoğlu ile uzun süreli görüşmeler yaptığını ifade ediyor.

Bu bağlantılar, kaçınılmaz olarak bir dizi kritik soruyu beraberinde getiriyor: Gülibrahimoğlu'nu Ekrem İmamoğlu ile tanıştıran Müsavat Dervişoğlu muydu? Türkiye siyasetinde hiçbir kritik ilişki, parti liderlerinin bilgisi dışında yürümez. Bu durumda, o dönem İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in bu ilişkiden haberi var mıydı? Ve son olarak, Murat Gülibrahimoğlu, İyi Parti'ye herhangi bir finansal katkıda bulundu mu?

Bu sorular, sadece bir kişiyi hedef almak için değil, Türkiye'de siyasetin nasıl fonlandığını ve göz göre göre büyüyen, siyaseti dizayn etmeye kalkan rant düzeninin nasıl işlediğini anlamak için sorulması gereken sorular olarak öne çıkıyor. Resmi rakamlar bile 31 milyar TL gibi korkutucu bir boyuttayken, gerçek hacmin bunun katları olduğu konuşuluyorsa, Türkiye'nin asıl sorununun kişiler değil, çarpık sistemin kendisi olduğu vurgulanıyor.