Bugün sabahın erken saatlerinde İstanbul'da adeta bir deprem yaşandı. Can Holding'e yönelik soruşturmada ikinci dalga operasyon başlatıldı ve gözaltına alınanlar adliyeye doğru yola çıktı. İnsanlar işe giderken, kahvaltılarını yaparken, bir anda sokaklar polis araçlarıyla doldu taştı.
Öyle ki, bu operasyon ilkinden çok daha kapsamlı görünüyor. Neredeyse her semtte eş zamanlı baskınlar düzenlendi. Kimi şüpheliler evlerinden, kimi ofislerinden alındı. O anları görenlerin anlattıkları ise oldukça çarpıcı.
Operasyonun İlk Saatlerinde Neler Yaşandı?
Sabah 06:00'da başlayan operasyonda, emniyet güçleri tam 17 farklı adrese eş zamanlı baskın düzenledi. Gözaltına alınan isimler arasında holdingin üst düzey yöneticilerinin yanı sıra, mali işlerden sorumlu bazı çalışanlar da bulunuyor. Sanki bir film sahnesi gibiydi her şey - ama maalesef gerçekti.
İşin ilginç yanı, bu ikinci dalganın tam olarak ne zaman geleceği merak konusuydu zaten. Dedikodular dolaşıyordu ortalıkta, ama kimse bu kadar hızlı hareket edileceğini tahmin etmiyordu doğrusu.
Adliyeye Sevk ve Bekleyiş
Gözaltı işlemlerinin tamamlanmasının ardından, şüpheliler Çağlayan Adliyesi'ne getirildi. Orada bekleyen gazeteciler ve avukatlar için de uzun bir gün oldu. Herkes merak içindeydi - acaba bu sefer neler olacak?
Savcılık ifadeleri alırken, dışarıda bekleyen ailelerin yüzündeki endişe ise görülmeye değerdi. Kimi sessizce dua ediyor, kimi sabırsızca adımınıyordu. İnsan hakları savunucuları da bölgedeydi ve süreci yakından takip ediyorlardı.
Bu arada, emniyet kaynaklarından gelen bilgilere göre, soruşturmanın odak noktası holdingin mali işleyişi ve bazı şüpheli para transferleri. Ancak resmi açıklamaları beklemekte fayda var tabii.
Soruşturmanın Seyri ve Beklentiler
Uzmanlar bu ikinci dalga operasyonun, soruşturmanın derinleştiğinin bir göstergesi olduğunu belirtiyor. İlk operasyonda toplanan delillerin, yeni gözaltılar için yol gösterici olduğu düşünülüyor. Yani aslında domino taşları teker teker devriliyor.
Peki bundan sonra ne olacak? Bu sorunun cevabını hep birlikte göreceğiz. Ancak şu kadarını söyleyebilirim ki, finans dünyasında bu operasyon uzun süre konuşulacak gibi görünüyor.
Sonuçta, bu tür operasyonlar sadece hukuki sonuçlarıyla değil, sektöre olan güven üzerindeki etkileriyle de önem taşıyor. Belki de Türkiye'deki finansal denetim mekanizmalarının ne kadar ciddi çalıştığını gösteren bir işaret olarak yorumlanacak.