
Manavgat'ta öyle bir olay patlak verdi ki, insanın aklı hayali duruyor. Düşünsenize, bir tarım deposu... Tozlu, topraklı, belki de çuvalların, traktör parçalarının arasında saklanan bir hazine. Ama bu hazine, maalesef kirli paralardan oluşuyor.
İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, adeta bir dedektif filminden fırlamışçasına hareket etti. İhbarı aldılar, peşine düştüler ve nihayetinde o meşhur depoya ulaştılar. Kapıyı açtıklarında gördükleri manzara ise gerçekten göz kamaştırıcıydı, ama bir o kadar da üzücü.
Depodan Çıkanlar Akıllara Durgunluk Verdi
Şöyle bir sıralayalım mı? Tam 3 kilogram altın! Yani, bilezikler, külçeler... Yanı sıra, 500 bin Euro nakit. Bir de üstüne 153 bin 160 Dolar. İnsanın "Vay canına!" demeden edemediği bir miktar. Peki, bu kadar para neyin nesiydi? Soruşturma derinleştirildi ve acı gerçek ortaya çıktı: Rüşvet.
Evet, yanlış duymadınız. İlçe Emniyet Müdürlüğü'ndeki bazı personelin, vatandaşlardan işlerini hızlıca yapabilmek için talep ettiği iddia edilen rüşvetin birikmiş haliydi bu. Adeta bir 'yağma hazinesi' gibi depoda saklanıyordu.
4 Gözaltı, 3 Sevk
Operasyon kapsamında, aralarında emniyet personelinin de bulunduğu 4 şüpheli gözaltına alındı. İfadeleri alındı, sorguları yapıldı. Nihayetinde, bu 4 kişiden biri serbest bırakılırken, diğer 3'ü ise çıkarıldıkları adliyede tutuklanma talebiyle sevk edildi. Yani, iş ciddi boyutlara ulaşmış durumda.
Olay, sadece Manavgat'ta değil, tüm Türkiye'de yankı uyandırdı. Sosyal medyada bir anda trend topic oldu. Vatandaşlar, hem şaşkınlık hem de öfke içerisinde. "Bir depoda bu kadar para nasıl birikir?", "Kim, kime, ne için veriyor bu paraları?" gibi sorular havada uçuşuyor.
Aslında bu olay, belki de buzdağının görünen kısmı. Derinlere inildikçe daha neler çıkar, kim bilir? Yetkililer, soruşturmanın genişletilerek devam ettiğini belirtiyor. Yani, daha fazla isim, daha fazla detay gün yüzüne çıkabilir.
Manavgat, turizmiyle, doğal güzellikleriyle anılan bir ilçe. Ama maalesef, bu sefer başka bir şeyle anılıyor. Umarız, adalet tecelli eder ve bir daha böyle olaylar yaşanmaz. Para, elbette önemli. Ama onuru, şerefi, görevinin hakkını vermeyi her şeyin üstünde tutmak gerekmez mi?