İstanbul'da adalet sahnesi bugün oldukça hareketliydi - rüşvet iddialarıyla sarsılan bir dosyada mahkemeden şaşırtıcı bir karar çıktı. On şüpheli, neredeyse beklenmedik denebilecek bir şekilde özgürlüğüne kavuştu.
Olay şöyle gelişti: Savcılık, elindeki delilleri sunmuştu ama mahkeme heyeti farklı düşünüyordu anlaşılan. Tutukluluk devam etsin diyen savcılığın itirazlarına rağmen, tahliye kararı verildi. Bu tür durumlarda genelde ne olur bilirsiniz - savcılık hemen harekete geçer, üst mahkemeye başvurur. Ama bu sefer işler biraz farklı yürüdü.
Mahkeme Kararında Israrcı
İtiraz üzerine dosya üst mahkemeye gitti tabii ki. Fakat - ve bu kısım gerçekten ilginç - üst mahkeme de aşağıdaki mahkemenin kararını onadı. Yani tahliyeler onaylandı, resmiyet kazandı. Şimdi insan ister istemez merak ediyor: Acaba savcılık elinde yeterli delil olmadığını mı düşünüyor, yoksa başka sebepler mi var?
Olayın detaylarına bakınca şunu görüyoruz: Savcılık iddianamesinde oldukça ciddi suçlamalar var. Rüşvet, görevi kötüye kullanma, yolsuzluk... Ama mahkeme, tutukluluğun devamı için yeterli şüphe unsuru olmadığına kanaat getirmiş. Bu tür kararlar bazen hukuk çevrelerinde tartışma yaratıyor, biliyorsunuz.
Sonuç Ne Olacak?
Şu an için on kişi serbest. Fakat dosya kapanmış değil - soruşturma devam ediyor. Savcılık yeni deliller bulursa, her an yeniden tutuklama talebinde bulunabilir. Yani bu bir son değil, daha çok bir mola gibi.
İstanbul Adliyesi'nde bugün yaşananlar, aslında hukuk sistemimizin işleyişine dair ilginç bir örnek teşkil ediyor. Bir yanda savcılığın iddiaları, diğer yanda mahkemenin değerlendirmesi... Ve arada kalan on hayat.
Bu arada - insanın aklına ister istemez geliyor - acaba kamuoyu bu kararı nasıl değerlendirecek? Rüşvet iddiaları her zaman hassas bir konu olmuştur. Toplumun adalete olan güveni açısından da önemli sonuçlar doğurabilecek bir karar bu.
Son söz? Henüz değil. Bu dosya bize şunu gösterdi: Hukuk yolculuğu bazen beklenmedik dönemeçler alabiliyor. Şimdi gözler savcılığın bir sonraki hamlesinde...
