İsrail'de siyaset tam anlamıyla kızıştı. Öyle ki, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun başına adeta kabus gibi çöken yolsuzluk davalarından kurtulmasının önünü açacak bir yasa tasarısı, Knesset'te bombası patlamışa döndürdü.
Düşünsenize - hakkında rüşvet, sahtekarlık ve güveni kötüye kullanmak gibi üç ayrı ağır suçlama bulunan bir başbakan... Ve şimdi, onun partisi ve koalisyon ortakları, bu davaları tamamen ortadan kaldıracak bir yasal değişiklik için kolları sıvadı. İşin ironik yanı, bu hamle tam da yargılamanın kritik bir evresinde geldi.
Muhalefet Ayağa Kalktı: "Anayasal Darbe"
Muhalefet partileri ise bu gelişmeye adeta ateş püskürüyor. "Bu bir anayasal darbedir!" diye haykırıyorlar. Ben Gvir gibi aşırı sağcı bakanların da desteğiyle meclisten geçmesi beklenen tasarı, ülkeyi derin bir siyasi krize sürüklüyor.
Şu anda İsrail sokakları karışık. Bir yanda Netanyahu'yu destekleyenler, diğer yanda yargının bağımsızlığının çiğnendiğini düşünen öfkelİ kalabalıklar. Durum o kadar ciddi ki, ülkenin önde gelen hukuk uzmanları bile "Bu, İsrail demokrasisi için karanlık bir gün" yorumları yapıyor.
Peki Bu Tasarı Ne Getiriyor?
Olayın teknik detaylarına inecek olursak:
- Başbakanın "fiziksel veya zihinsel sağlık nedenleriyle" görevden alınamayacağı hükmü getiriliyor
- Yüksek Mahkeme'nin başbakanı görevden alma yetkisi sınırlandırılıyor
- Netanyahu'nun devam eden davaları fiilen dondurulmuş olacak
Aslında bu, Netanyahu için tam bir kurtuluş reçetesi. Zira kendisi, İsrail tarihinde görev başındayken yargılanan ilk başbakan olarak tarihe geçmiş durumda.
Uluslararası Tepkiler Büyüyor
Ortadoğu'nun bu hareketli ülkesindeki gelişmeler sadece yerel siyaseti değil, uluslararası ilişkileri de etkileyecek gibi görünüyor. Batılı müttefikler şimdiden endişelerini dile getirmeye başladı bile.
Netanyahu'nun avukatları ise "Bu bir yargı reformudur, kişisel bir yasa değil" diyerek savunmaya geçtiler. Ama kimse bu açıklamaya pek inanmıyor gibi. Zira zamanlama o kadar şüpheli ki, tesadüf olduğuna ihtimal vermek zor.
İsrail, adeta bir sis bulutunun içinde ilerliyor. Yargı bağımsızlığı, demokrasi ve siyasi hesap verebilirlik arasındaki bu gerilim, ülkenin geleceğini şekillendirecek kritik bir dönüm noktası olabilir. Herkesin merakla beklediği soru şu: Bu tartışmalı yasa, İsrail demokrasisinin sonunu mu getirecek, yoksa sadece siyasi hayatta sıradan bir manevra mı?