Kim derdi ki o küçücük adımlarla başlayan yolculuk, bir gün dünya çapında bir başarı hikayesine dönüşecek? Down sendromlu bir çocukken doktorların "yürüyemez" dediği genç atlet, şimdi uluslararası arenada Türkiye'yi temsil ediyor.
Her şey, ailesinin inatçı sevgisiyle başladı aslında. "Olamaz" diyenlere inat, küçük adımlar büyük hedeflere dönüştü. Önce yürüdü, sonra koştu, derken pistlerde fırtına gibi esmeye başladı.
Engel Tanımayan Bir Ruh
Antrenörü anlatıyor: "İlk geldiğinde kimse ciddiye almamıştı. Ama o, her sabah güneş doğmadan antrenmana gelirdi. Bazen düşer, kalkar, yine koşardı. İşte gerçek sporcu ruhu bu!"
Şimdi? Ulusal şampiyonalarda madalyalar kazanıyor, rekorlar kırıyor. Ama asıl hedefi çok daha büyük: Dünya şampiyonluğu. "Bana imkansız diyenlere inat, bunu başaracağım" diyor gözlerindeki o kıvılcımı görseniz...
Azmin Zaferi
Peki nasıl oldu bu dönüşüm? Ailesi anlatıyor: "Hiç pes etmedik. Küçük başarılar büyüdükçe, o da kendine güveni geldi. Şimdi bize değil, biz ona inanıyoruz."
Spor psikologlarına göre bu hikaye, sadece bir başarı öyküsü değil. "Toplumun önyargılarını yıkan bir örnek" diyor uzmanlar. Down sendromlu bireylerin neler başarabileceğinin canlı kanıtı.
Şimdi tüm gözler onun üzerinde. Bir sonraki yarışa hazırlanırken, "Sadece kendim için değil, tüm engelli bireyler için koşuyorum" diyor. Ve ekliyor: "Hayallerinizin peşinden gidin, kim ne derse desin!"
