Houston Rockets'ın genç yıldızı Alperen Şengün, kameraların önüne geçtiği anda her zamankinden farklıydı. Yüzündeki ifade - nasıl tarif etsem - hem pişmanlık hem de kararlılık barındırıyordu adeta. EuroBasket 2025'te sergilediği performansı değerlendirirken, "Hayal kırıklığına uğradım" cümlesi döküldü dudaklarından. Bu itiraf, onun kariyerindeki en samimi anlardan biriydi belki de.
Aslında rakamlara baktığınızda kötü bir turnuva geçirmediğini söyleyebilirsiniz. Ama Alperen için sayılar, istatistikler yetmiyor artık. O, takımın bel kemiği olmak istiyor. Maçın gidişatını değiştiren isim olmak... Ve bunun için daha fazlasını yapabileceğini biliyor.
"Takım Arkadaşlarıma Yeterince Destek Olamadım"
Şengün'ün en çok üzerinde durduğu konulardan biri de takım dinamikleri oldu. "Takım olarak zorlu maçlar yaşadık" derken ses tonundaki o burukluk fark ediliyordu. "Bazen - nasıl desem - oyunun akışına bir türlü ayak uyduramadık. Ben de bireysel olarak takım arkadaşlarıma yeterince destek olamadığımı düşünüyorum."
Bu özeleştiri, onun ne denli olgunlaştığının da bir göstergesi aslında. NBA'de geçirdiği sezonlar, sadece oyununu değil, basketbol zekasını da geliştirmişe benziyor.
Gelecek İçin Büyük Hedefler
Peki ya sonrası? Alperen için asıl önemli olan bundan sonraki süreç. "Bu turnuva bana çok şey öğretti" diyor ve ekliyor: "Eksiklerimi net bir şekilde gördüm. Şimdi Houston'a döndüğümde üzerinde çalışmam gereken çok fazla şey var."
Antrenmanlara daha erken başlamayı planladığını söylerken, gözlerindeki o kararlı ışığı görmemek mümkün değildi. Savunma, post moves, hücum organizasyonu... Listesi epey uzundu. Ama en önemlisi, millî takımda daha etkili bir liderlik rolü üstlenmek istediğini vurgulamasıydı.
EuroBasket 2025, Alperen Şengün için bir hayal kırıklığı olsa da, aynı zamanda bir dönüm noktası oldu. Genç yıldız, bu tecrübeden güçlenerek çıkacağının sinyallerini veriyor. NBA'deki dördüncü sezonuna hazırlanırken, hem Rockets hem de millî takım taraftarları ondan büyük şeyler bekliyor.
Son sözü yine Alperen'e bırakalım: "Hayal kırıklıklarımız bizi ya yıkar ya da güçlendirir. Ben ikinciyi seçiyorum."
