Telefon çaldığında Fenerbahçe Beko yönetimi için sıradan bir gün yaşanmıyordu aslında. Avrupa'nın devlerini deviren takımımızın başarısı, sadece taraftarları değil, devletin en üst kademelerini de harekete geçirmişti nitekim.
Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Yaşar Baktan'ın ahizesinden dökülen o sıcak tebrik sözleri, adeta bir maç sonu coşkusu gibiydi. "Bu zafer hepimizin" diyordu Bakan, sesindeki o hissedilen gururla birlikte. Hem de nasıl bir gurur!
Avrupa'ya Gösterilen O Muhteşem Direniş
Fenerbahçe Beko'nun EuroLeague'de sergilediği olağanüstü performans, gerçekten takdir edilesi. Rakip sahada -ki bu hiç kolay değildir- gösterilen direniş ve aziz, Türk basketbolunun geldiği noktayı tüm kıtaya bir kez daha ispatladı resmen. Bakan Baktan'ın da altını çizdiği gibi, bu tip başarılar gençlerimiz için paha biçilmez bir motivasyon kaynağı.
Ve işte o an... Bakanın "Türk sporuna yaptığınız katkılar için minnettarız" sözleri, her şeyi özetliyordu aslında. Öyle sıradan bir teşekkür değil, yürekten gelen bir takdirdi bu.
Sadece Bir Maç Değil, Bir Milletin Gururu
Bu kutlamayı sıradan bir bakan-tebrik mesajı olarak görmek büyük hata olur. Zira Baktan'ın yaklaşımı, sporun Türkiye'de artık ne denli ciddiye alındığının da bir göstergesi. Spor diplomasisi denilen o gizemli gücü hatırlatırcasına, uluslararası arenada alınan her başarının ülke tanıtımına katkısı yadsınamaz.
Fenerbahçe Beko'nun bu destansı performansı, sadece skorlarda değil, ilişkilerde de kendini gösteriyor anlayacağınız. Bakanlık düzeyinde alınan bu tebrik, aslında bir anlamda "Bravo çocuklar, işte budur!" demenin en resmi haliydi.
Peki ya bundan sonrası? Bu tür başarıların devamı gelecek mi? Bakan Baktan'ın sözlerindeki o güven dolu ton, bunun sadece bir başlangıç olduğunu hissettiriyor insana. Türk basketbolu, eminim ki bu ivmeyle çok daha büyük başarılara imza atacak.
