Berlin'deki EuroLeague hazırlık turnuvasında Fenerbahçe Beko, Sırbistan'ın güçlü temsilcisi Kızılyıldız karşısında hayal kırıklığı yaratan bir performans sergiledi. 89-83'lük skorla biten maç, sarı-lacivertli taraftarları derinden üzdü desem yalan olmaz.
İlk periyotlar adeta bir rüya gibi başladı Fenerbahçe için. Scottie Wilbekin sanki sahada dans ediyordu - üçlükler, asistler derken takımına önemli katkılar sağladı. Jonathan Motley de pota altında etkiliydi hani, ama maç ilerledikçe işler değişti. İkinci çeyrekte Kızılyıldız'ın savunması adeta bir duvara dönüştü.
Kritik Anlarda Sona Kaldılar
Üçüncü periyot... İşte oyunun dönüm noktası buydu bence. Sırp ekibi, Fenerbahçe'nin savunmasında açıklar bulmayı başardı. Rokas Jokubaitis denen genç adam -vallahi billahi- inanılmaz bir performans sergiledi. 20 sayı, 7 asist... Bu istatistikler bile her şeyi anlatmaya yetiyor aslında.
Son periyotta Fenerbahçe bir hamle yaptı, evet. 10 sayılık farkı 4'e kadar düşürmeyi başardılar. Ama tam o sırada, maçın en can alıcı anında, Kızılyıldız'ın tecrübeli oyuncuları sahneye çıktı. Nedim Can'ın üçlüğü ve ardından gelen hızlı hücumlar... İşte o anlar maçın kaderini belirledi.
Wilbekin Yalnız Kaldı
Scottie Wilbekin 18 sayıyla takımının en skorer ismiydi - bu kesin. Ama basketbol tek kişilik oyun değil ki! Diğer oyuncuların katkısı yetersiz kalınca, Wilbekin de yalnız kaldı. Nick Calathes'in 10 sayı, 8 asistlik performansı fena değildi aslında, ama yeterli olmadı.
Savunma... Ah, savunma konusunda söylenecek çok söz var. Kızılyıldız'ın hücum oyununa karşı etkisiz kalan Fenerbahçe defansı, takımın en büyük eksiğiydi. Rakibin %52'lik şut yüzdesi her şeyi anlatmıyor mu sizce de?
Bu maç, Fenerbahçe Beko için önemli derslerle dolu bir deneyim oldu. EuroLeague'in zorlu maratonuna hazırlanırken, eksiklerini görme fırsatı buldular. Umarım bu yenilgi, onlar için daha güçlü geri dönmelerine vesile olur.
