Berlin'deki o devasa salonda hava buz kesmişti adeta. Sırbistan — gücün, disiplinin, basketbol dehasının simgesi. Finlandiya ise — kimsenikâle almadığı, 'sürpriz' denilen o minik Kuzey ülkesi. Ama öyle bir fırtına koptu ki, herkesi yerle bir etti.
Ve işte o an: Lauri Markkanen. Adeta bir devler ülkesinden fırlamışçasına, sahanın her karışında etkili oldu. Sadece sayı atmadı, ruh oldu takımına. 24 sayı, 7 ribaund — istatistiklere sığmayan bir performans. Sırplar ne yaptılarsa, bu beyaz saçlı devi durduramadılar.
İlk periyotlar inanılmaz gergindi. Sırbistan, Jokic'siz de olsa o bildiğimiz dominant oyunu kurmak istedi. Ama Finlandiya pes etmedi. Savunmada adeta bir duvar ördüler, hücumda ise inanılmaz bir üç sayı yüzdesi yakaladılar. %43! Bu nasıl bir isabet, nasıl bir soğukkanlılık?
Son periyota girilirken skor 69-69. Her şey yeniden başlıyor. Tam burada Finlandiya, belki de tarihinin en önemli 10 dakikasını oynadı. Sadece 2 dakika 15 saniye içinde 11-0'lık bir seri yaptılar! Sırbistan şoka girdi, toparlanamadı. Finlandiya ise coşkusunu, inancını katlayarak sürdürdü.
Maçın bitiş düdüğü çaldığında, Finlandiya tribünleri adeta yıkıldı. Oyuncular sanki şampiyon olmuş gibi birbirine sarıldı. 94-86. Tarihi bir galibiyet. Dünya basketbolunun devlerinden biri, bir 'Kuzey mucizesi' karşısında diz çöktü.
Finlandiya şimdi çeyrek finalde İspanya'nın rakibi. Bu takım neler yapabilir, kim bilir? Berlin'de artık yeni bir favori var: Aslanlar gibi savaşan, kimsenin tahmin edemediği o Kuzey ekibi.
