İnanılmaz bir geceydi. Gerçekten. Manila'daki MOA Arena'da tarih yazıldı ve Türkiye, basketbol dünyasının devlerinden Fransa'yı 79-76'lık skorla devirmeyi başardı. Bu, sıradan bir galibiyet değil; bu, bir milletin rüyasının gerçeğe dönüşmesiydi.
Maçın bitiş düdüğü çaldığında, saha adeta bir bayram yerine dönmüştü. Oyuncularımız, teknik ekip, herkes birbirine sarılmış, gözyaşlarına boğulmuştu. Fransa gibi dünya basketbolunun ağır toplarını devirmek, hem de böyle kritik bir turda... Kelimeler kifayetsiz kalıyor.
Genç Yıldızların Gecesi
Alperen Şengün... Adamı çıldırtan bir performans sergiledi. 24 sayı, 8 ribaund? Bu istatistikler bile onun sahadaki dominantlığını tam olarak anlatmaya yetmez. Paint area'da tam bir hükümranlık kurdu, Fransız savunmasını adeta çileden çıkardı. Onun yanı başında Cedi Osman da kritik anlarda devreye girdi, soğukkanlılığıyla takımına öncülük etti.
Ve o... O çılgın son dakika! Skorun 76-76 olduğu, her şeyin yeniden başa döndüğü o kritik anda, genç yıldazımız Tarık Biberovic'in attığı üçlük... Saha ayağa kalktı! Fransa'nın moralini tamamen bozan, maçın kaderini değiştiren o andı.
Fransa Şoka Girdi
Fransa tarafında ise beklenmedik bir şaşkınlık vardı. NBA yıldızlarıyla dolu kadrolarına rağmen, Türkiye'nin inanılmaz savunma baskısı ve hırsı karşısında çaresiz kaldılar. Hele ki son saniyelerde yaptıkları hata... Onlara pahalıya patladı.
Artık sıradaki hedef belli: Çeyrek final. Türkiye, bu muhteşem zaferin ardından turnuvadaki yoluna devam edecek. Sıradaki rakip kim olursa olsun, bu takımın artık hiçbir şeyden korkusu yok. Moral ve özgüven tavan yapmış durumda.
Son söz? Sıradaki gelsin. Bu ekip, bu ruhla kimsenin gözünün yaşına bakmaz. Türkiye, basketbol haritasına bir kez daha, bu sefer çok daha gür bir sesle, adını yazdırdı.
