Beşiktaş'ta Hoca Transferi Fırtınası! 8 Teknik Adam İçin 375 Milyon TL Harcandı
Beşiktaş, 8 Hocaya 375 Milyon TL Ödedi!

İstanbul'un göbeğinde, Vodafone Park'ın gölgesinde, Beşiktaş yönetiminin cüzdanı son yıllarda inanılmaz bir hızla hafifliyor. Hem de nedense hep aynı kalemde: teknik adam tazminatları!

Son yedi yılın acımasız bilançosu ortaya çıktığında, siyah-beyazlı taraftarın yüzü bir hayli sarardı hani. Tam tamına sekiz farklı hoca için cepten çıkan nakit para 375 milyon TL'yi bulmuş. Bu parayla neler alınmazdı ki? Belki de geleceğin yıldızları, belki alt yapıya dev yatırımlar...

İşte O Korkunç Tablo

2017'den bugüne kadar giden süreçte, Beşiktaş'ın teknik direktör koltuğu adeta bir döner kapıya dönmüş durumda. Gelen gidiyor, gidenin ardından ise koca bir tazminat faturası kalıyor. Kimi zaman başarısızlık, kimi zaman da 'yeni bir soluk' arayışı derken, sonuç hep aynı oluyor: devasa ödemeler.

En dikkat çekici isimlerden biri hiç şüphesiz Sergen Yalçın. Ona ödenen 132.5 milyon TL ile listenin zirvesinde yer alıyor. Ardından, ismi Beşiktaş efsaneleri arasında anılan Şenol Güneş geliyor. 109.5 milyon TL'lik bir tazminat... Fernando Santos ise 55 milyon TL'lik ödemeyle üçüncü sırada.

Peki Ya Diğerleri?

  • Valérien Ismaël: 30 milyon TL
  • Burak Yılmaz: 11.5 milyon TL
  • Rıza Çalımbay: 10.5 milyon TL
  • Şenol Güneş (ikinci dönem): 21.5 milyon TL
  • Serdar Topraktepe: 4.5 milyon TL

Bu liste, sadece birer rakamdan ibaret değil aslında. Kulübün istikrar arayışındaki çaresizliğinin, belki de panik halindeki kararlarının somut bir kanıtı. Taraftar ise bu gidişata içten içe üzülüyor, hatta öfkelendiği bile oluyor. Sosyal medyada dillendirdikleri soru ise hep aynı: "Bu parayla kaç tane yıldız oyuncu alınırdı?"

Finansal anlamda derin bir uçurumun eşiğinden dönen kulüp için bu tazminatlar ciddi bir yük teşkil ediyor. Kulüp bütçesinde açılan bu devasa delikler, sportif başarı getirmediği zaman daha da acı verici oluyor.

Gelecekte benzer hatalara düşülmemesi için, artık daha sakin kafayla, uzun vadeli düşünen ve istikrarı önceleyen bir yönetim anlayışı şart. Yoksa bu kısır döngü, Beşiktaş'ı finansal ve sportif anlamda daha da zor durumlara sürükleyebilir. Umarım ders alınmıştır.