Heyecan dorukta! Öyle bir haber ki, yüreklere dokunuyor adeta. Filistin'den gelen minik yürekler, Türkiye ile Gürcistan arasında oynanacak olan o kritik milli maçı bizzat stadın tribünlerinden izleyecek. Sporun sınır tanımayan dilinin en güzel örneklerinden biri bu bence.
Düşünsenize, binlerce kilometre öteden geliyorlar ve Türk milli takımının coşkusunu yaşayacaklar. Bu organizasyonu düzenleyenler gerçekten takdire şayan - kim ne derse desin. Çocukların gözlerindeki o ışığı tahmin edebiliyorum, maç günü nasıl da coşacaklar!
Hayatlarında Unutamayacakları Bir Deneyim
Bu çocuklar için sıradan bir maç izlemek değil elbette ki. Belki de hayatlarında ilk kez böyle büyük bir spor organizasyonuna tanık olacaklar. Tribünlerde dalgalanan bayraklar, tezahüratlar, o inanılmaz atmosfer... Hepsi hafızalarına kazınacak anılar biriktirecek.
Ve şunu söylemeden geçemeyeceğim: Futbol böyle anlamlı değil mi zaten? İnsanları bir araya getirmek, farklı kültürleri kaynaştırmak. Bu maç onlar için sadece 90 dakikalık bir oyundan çok daha fazlası olacak.
Sporun İyileştirici Gücü
Bazen düşünüyorum da, spor ne kadar da güçlü bir iletişim aracı. Dil, din, ırk fark etmiyor - tribünlerde herkes aynı duyguları paylaşıyor. Bu Filistinli çocuklar da o anlardan nasibini alacak işte. Belki de hayatlarında ilk kez böyle sorunsuz, böyle keyifli bir ortamda bulunacaklar.
Organizasyon yetkililerinin bu jesti gerçekten takdir edilesi. Sporun birleştirici gücünü hatırlatan böyle projelerin artması dileğiyle. Umarım bu tür organizasyonlar çoğalır ve daha fazla çocuğun yüzü güler.
Maç günü gelip de stadı dolduran taraftarlar, tribünlerdeki bu özel misafirleri gördüklerinde eminim onlara destek olacak, daha coşkulu tezahüratlar yapacaklardır. Çünkü Türk insanının misafirperverliği malum - hele ki çocuklar söz konusu olduğunda!