Hava kapalı, bulutlar alçakta süzülüyordu ama Fırtına Spor Kulübü'nün antrenman sahasında enerji tavan yapmıştı adeta. İnanılmaz bir tempo, inanılmaz bir azim... Sabahın erken saatlerinden akşamın alacakaranlığına kadar süren o yoğun çalışma temposu, gerçekten takdir edilesiydi.
Antrenörün vizyonu netti: "Ya hep, ya hiç!" diyordu takımına. Ve o gün, çift antrenmanla bu felsefeyi bir adım öteye taşıdılar. İlk seans sabah 08.30'da başladı - evet, güneş daha yeni doğuyordu ama onlar sahada ter döküyordu bile. Koşular, pas çalışmaları, taktik pozisyonlar... Her şey dakikası dakikasına planlanmıştı.
Öğle Molası? Unutun Gitsin!
Öğle arası denilen şey onlar için sadece kısa bir soluklanmaydı. Belki biraz su, belki küçük bir atıştırmalık - sonra hemen ikinci seansa geçiş. İkinci antrenman ise tam bir dayanıklılık testi gibiydi. Koordinasyon çalışmaları, hızlanma-dr fren egzersizleri ve bitmek bilmeyen kondisyon turları...
Oyuncuların yüzündeki ifadeyi görseniz - yorgunluktan bitkin düşmüşlerdi ama gözlerinde o ışık, o azim hâlâ parlıyordu. "Bu zorluklar bizi güçlendirir" diye düşünüyor olmalılardı. Ve haklılardı da!
Tek Hedef: Zirve
Takım kaptanı, antrenman sonrası yaptığı kısa açıklamada durumu özetledi: "Bugünkü çalışma gerçekten zorluydu ama biz bunun için buradayız. Ligdeki hedeflerimiz büyük ve buna değer." Sanki takımın tüm ruh halini yansıtıyordu bu sözler.
Peki neden bu kadar yoğun bir program? Sebep basit: Önümüzdeki hafta oynanacak kritik maç. Rakip güçlü, saha zorlu - hazırlıksız yakalanmak istemiyorlar. Bu çift antrenmanların onları bir adım öne taşıyacağına inanıyorlar.
Antrenman sonrası toplanma anı ise görülmeye değerdi. Ter içindeki oyuncular, birbirlerine destek oluyor, motive edici sözler fısıldıyorlardı. Takım ruhu denilen şey tam da buydu işte - birlikte ter dökmek, birlikte zorlanmak ve birlikte başarmak.
Fırtına Spor, adına yakışır şekilde esti geçti o gün antrenman sahasından. Çift antrenmanla geçen o zorlu gün, takımın karakterini ve disiplinini bir kez daha gösterdi. Ligde neler yapabileceklerini merakla bekliyoruz doğrusu.