Tamam, itiraf edelim—profesyonel futbol dünyasında kaybetmek neredeyse kabul edilemez bir şey gibi görülüyor, değil mi? Ama genç yetenek Hakan Bilal Kutlualp, bu düşünceyi alt üst ediyor. Ona göre, asıl mesele galibiyet ya da mağlubiyet değil; oyunu sevmek ve sürekli ilerlemek.
Kutlualp, "Bakın, ben kaybettiğimde üzülmem" diyor ve ekliyor: "Çünkü o maçta neyi yanlış yaptığımı, nerede eksiğim kaldığını düşünürüm. Kaybetmek, daha iyisini yapmak için bir fırsattır." Gerçekten de, bu kadar genç bir sporcudan bu olgunlukta bir açıklama duymak insanı hem şaşırtıyor hem de gururlandırıyor.
Peki Neden Üzülmemeliyiz?
Aslında her şey zihniyetle ilgili. Kutlualp, gençlere seslenirken şunları vurguluyor: "Kaybederseniz kesinlikle üzülmeyin. Aksine, nerede hata yaptığınızı analiz edin. Bir sonraki maça daha güçlü başlayın." Bu, sadece futbola değil, hayata dair de bir ders aslında.
Ve işin ilginç yanı—Hakan'ın bu yaklaşımı, antrenörleri ve takım arkadaşları tarafından da takdir görüyor. Onlar da onun bu olgunluğunun, sahadaki performansına yansıdığını söylüyorlar.
Sonuç Yerine: Kaybetmek Bir Son Değil, Başlangıçtır
Belki de Kutlualp’in sözlerinden çıkarılacak en önemli ders şu: Kaybetmek, bir son değil; aksine, daha iyisini yapmak için bir başlangıç. Eğer siz de genç bir futbolcuysanız—veya herhangi bir alanda kendinizi geliştirmeye çalışıyorsanız—bu tavsiyeleri ciddiye alın derim. Sonuçta, başarısızlıklar olmadan, gerçek başarılar da olmaz.
