Tam da şampiyonluk yarışının kızıştığı şu günlerde, bir efsane dudaklarından dökülen sözlerle gündeme oturdu. Hami Mandıralı—evet, o Hami Mandıralı—konuştu ve dediklerinin kulaklarda çınlaması gerekiyor.
"Bakın," diyor adeta içini dökerek, "bu iş sadece sahadaki 11 oyuncuyla olacak iş değil. Tribünler bizim beşinci yıldızımız olmalı."
Taraftarın Gücüne Vurgu
Hami Hoca'nın üzerine basa basa altını çizdiği konu, taraftar desteği. Haklı da—sahadaki mücadele ne kadar sert olursa olsun, tribünlerden yükselen 'Marş'lar olmadan bu iş yürümez. Öyle bir enerji ki, adeta oyunculara ikinci bir nefes veriyor.
Geçmişte yaşanan o unutulmaz anları düşünün. Tam 90+3. dakika... Sahanın her yerinden yükselen tezahüratlar... İşte o anlar şampiyonlukları getiren anlar.
Şampiyonluk İçin Kritik Çağrı
Mandıralı'nın söyledikleri sadece bir temenni değil, adeta bir uyarı. "Eğer gerçekten şampiyonluk istiyorsak—ki ben inanıyorum ki istiyoruz—o tribünler dolmalı." Bu cümle her şeyi özetliyor aslında.
Peki neden bu kadar önemli? Çünkü rakibin moralini bozmak, kendi oyuncularımıza güç vermek için en etkili silahımız taraftar. Maç öncesi otobüs karşılama, maç sırasında coşku, maç sonrası tebrik—hepsi bir bütün.
Belki de en can alıcı nokta şu: Taraftar desteği sadece iyi günde değil, kötü günde de lazım. 1-0 gerideyken de, 3-0 öndeyken de aynı coşkuyla.
Gelecek Maçlar İçin Beklenti
Önümüzdeki haftalarda oynanacak maçlar lig sıralamasında belirleyici olacak. Hami Hoca tam da bu nedenle şimdi sesleniyor. "Her ev sahibi maçta stadımız tıklım tıklım olmalı" diyor.
Bu sadece bir futbol yorumu değil, bir çağrı. Bir davet. Bir uyanış. Tribünlerdeki her koltuk dolu olmalı ki, şampiyonluk yolunda gereken destek sağlansın.
Son sözü yine efsaneye bırakalım: "Biliyorum, bordo-mavili yürekler bu şehrin her yerinde atıyor. Şimdi o yüreklerin stadı doldurma zamanı."