O anı görenler inanamadı. Oslo'daki Ullevaal Stadyumu'nda tarihi bir gecede, Norveç ile İsveç arasındaki kıran kırana mücadelede birdenbire her şey durdu. İkinci yarının ortalarında, tam oyunun gerilimi doruktayken, bir adam çitin üzerinden atlayıp yeşil sahalara fırladı.
Üzerindeki tişörtte yazan mesaj ise yürekleri dağlayan cinstendi: "Gazze'ye Özgürlük".
Sessiz Çığlık: Sahadaki 30 Saniye
Maçın 67. dakikasında yaşanan bu olay, aslında sadece 30 saniye sürdü. Ama etkisi belki de yıllarca sürecek. Genç adam, sanki bütün dünyanın gözlerinin üzerinde olduğunu biliyormuşçasına, koşarak sahanın ortasına ilerledi. Ellerini havaya kaldırdı, tişörtündeki mesajı tüm stadyuma ve televizyon kameralarına gösterdi.
Güvenlik görevlileri hemen müdahale etti tabii. Hızlıydılar, profesyoneldiler. Ama o kısa süre bile mesajın iletilmesi için yeterli olmuştu. İzleyenler nefesini tutmuş, bu cesur eylemi izliyordu.
Stadyumda Dalga Dalga Yayılan Tepki
İlginç olan şuydu: Seyirciler arasında bir uğultu yayıldı. Kimileri şaşkın, kimileri destekleyici bakışlarla izliyordu bu sahneyi. Futbolun sadece futbol olmadığını, bazen en siyasi mesajların en sıradan anlarda verilebileceğini gösteriyordu bu genç adam.
Norveçli yetkililer olaya müdahale konusunda hızlı davrandılar. Protestocu derhal stadyumdan uzaklaştırıldı. Maç kısa süreli bir aradan sonra devam etti evet, ama artık hiçbir şey eskisi gibi değildi.
Futbol ve Siyaset: İki Eski 'Komşu'
Bu aslında yeni bir şey değil. Futbol sahaları yıllardır siyasi mesajların verildiği arenalar oldu. Ama son dönemde Gazze'ye dikkat çeken eylemler giderek artıyor. Dünyanın dört bir yanındaki stadyumlarda Filistin bayrakları açılıyor, mesajlar veriliyor.
Norveç'teki bu eylem ise özellikle dikkat çekiciydi. Belki de İskandinav ülkelerinin tarafsızlık algısını sorgulatan bir hareketti bu. Ya da sadece insani bir çığlıktı, kim bilir...
Maçın sonucu mu? Ah evet, Norveç 2-1 kazandı. Ama kaç kişi skoru hatırlayacak ki? Herkesin aklında o genç adamın çaresiz ama bir o kadar da güçlü duruşu kaldı.
Sahadaki o 30 saniye, belki de 90 dakikanın önüne geçmişti. Futbol bazen böyle işte - sadece topun peşinde koşan 22 adamın hikayesi değil, aynı zamanda dünyanın dertlerinin de yansıtıldığı bir ayna.