Okan Buruk'tan Flaş Açıklama: Barış Alper Yılmaz'ı Geri Kazanmalıyız!
Okan Buruk: Barış Alper Yılmaz'ı Geri Kazanmalıyız

Okan Buruk'un yüzündeki ifade her şeyi anlatıyor aslında. Galatasaray'ın genç yeteneği Barış Alper Yılmaz'ın sakatlık sonrası yaşadığı form kaybı, teknik ekibi ciddi manada düşündürüyor. Neden mi? Çünkü bu çocuk sahada fark yaratabilecek nadir oyunculardan biri.

Buruk, son antrenman sonrası kameraların karşısına geçtiğinde söze şöyle başladı: "Barış Alper'i yeniden kazanmamız lazım." Cümle kısa ama anlamı derin. Sanki kaybolmuş bir hazineden bahsediyor gibiydi.

Sakatlığın Psikolojik Etkileri

Aslında mesele sadece fiziksel değil. Bir futbolcu sakatlandığında bedeni kadar psikolojisi de yara alıyor. Barış Alper'de de bu durum açıkça gözlemleniyor. Sahada eskisi kadar pervasız değil, adeta bir şeylerden korkuyor gibi. Oysa onu özel yapan o cüretkâr driblingleri ve gol paslarıydı.

Okan Hoca'nın dediği gibi: "Sakatlık sonrası oyuncular genelde çekingenleşir. Bizim görevimiz onlara güvenlerini yeniden kazandırmak." Tam da bu noktada antrenörlük sanatı devreye giriyor.

Teknik Ekip Ne Yapıyor?

  • Özel antrenman programları
  • Psikolojik destek çalışmaları
  • Kademeli oyun süresi artışı
  • Motivasyon artırıcı birebir görüşmeler

Bunlar sadece başlangıç. Asıl mesele Barış Alper'in kafasında bitiyor. O kendine yeniden inanmalı. Sahada o eski riskleri alabilmeli. Yoksa vasat bir oyuncu olarak kalır ki bu ona hiç yakışmaz.

Gelecek Maçlar İçin Beklenti

Okan Buruk son derece net: "Barış'ı yavaş yavaş oyuna sokacağız. Ona zaman tanımalıyız." Bu aslında Türk futbolunun genel sorununa da parmak basıyor. Genç yeteneklere hemen mucize bekliyoruz, sabırsızız. Oysa ki insanüstü beklentilerle bu çocukların üzerine gidiyoruz.

Belki de Barış Alper vakası bize bir ders olur. Genç oyunculara daha anlayışlı yaklaşmalı, sakatlık sonrası süreçleri daha iyi yönetmeliyiz. Sonuçta her insanın iyileşme süreci farklı.

Galatasaray taraftarı sabırsızlanıyor evet. Ama unutmayalım ki en değerli varlıklarımız genç yeteneklerimiz. Onları kaybetmek istemeyiz, değil mi?