İşte böyle maçlara diyeceğim yok! Nef Stadyumu'nda nefesleri kesen bir akşam yaşandı ve Galatasaray, Avrupa serüvenine devam etmek için gerekeni yaptı. Norveç'in güçlü ekibi Bodø/Glimt karşısında zor anlar yaşasalar da sonuç itibarıyla gülmesini bildiler.
Maçın başlangıcı tam bir kabustu aslında. Daha 6. dakikada Albert Grønbaek'in golüyle sarsıldı sarı-kırmızılı taraftarlar. Ama bu takımın karakteri belli - pes etmek yok! İlk yarı bitmeye yakın, 42. dakikada Kaan Ayhan'ın müthiş golüyle durumu eşitledik. O gol bir dönüm noktasıydı adeta.
İkinci Yarıda Fırtına Gibi Estiler
Dinamolar gibi çıktılar ikinci yarıya. 48. dakikada Mauro Icardi - evet, yanlış duymadınız, Icardi - kendi kalesine gol attı. Ama dakikalar geçmeden, 55'te Barış Alper Yılmaz'ın golüyle yeniden öne geçtiler. İşte o an stadyum adeta yıkıldı!
Ve maçın belki de en kritik anı: 70. dakikada Icardi bu kez rakip kaleye gol atarak kefaretini ödedi. Futbol böyle bir şey işte - bir dakika kahraman, bir dakika... Neyse, sonuçta takımımız için önemli olan galibiyetti.
Teknik Analiz: Okan Hoca'nın Dehası
Okan Buruk'un ikinci yarıdaki müdahaleleri gerçekten takdiri hak ediyor. Oyuncu değişiklikleri ve taktik revizyonlarla maçın seyrini tamamen değiştirdi. Şunu söylemeden geçemeyeceğim - bu adam futbolu gerçekten iyi biliyor!
- Topla oynama: %58 Galatasaray lehine
- Şut: 18 (9'u isabetli)
- Korner: 7
- Ofsayt: 3
İstatistikler de performanslarını doğruluyor aslında. Ama rakamların anlatamayacağı bir şey var: Bu takımın ruhu. Zor anlarda bile pes etmeyen, mücadeleyi bırakmayan bir karakterleri var.
Sonuç olarak, Galatasaray Avrupa yolunda önemli bir engeli daha aştı. Bodø/Glimt gibi zorlu bir rakibi eleyerek bir üst tura yükseldiler. Taraftar olarak gurur duyuyoruz - bu takım bize her zaman umut veriyor. Avrupa'da daha nice başarılara diyorum!