İnanılır gibi değil ama gerçek. Galatasaray, adeta kalesine duvar ördüğü Nef Stadyumu'nda devrilmez bir kale gibi yükseliyor. Rakip takımlar için artık kabus haline gelen bu saha, sarı-kırmızılı ekibin adeta kalesi oldu.
Son çıktıkları karşılaşmada -ki kimle oynadıkları önemli değil aslında- yine bildiğiniz gibi üç puanı cebe indirdiler. Sanki sahaya çıkarken "buradan yenilgiyle çıkmak yok" diye ant içmişler gibiydiler. Okan Buruk'un öğrencileri, sahanın her metrekaresinde ter döküyor, her topa üç kişi birden gidiyorlardı.
Rakamların Diliyle Konuşacak Olursak
30 maç... Bu sadece bir sayı değil, aynı zamanda bir efsanenin ayak sesleri. Süper Lig tarihinde daha önce görülmemiş türden bir dominasyon bu. Takım, son iki sezondur evinde -affedersiniz- Nef'inde yenilgi yüzü görmüyor. İşte bu kadar net!
- Evinde son 30 maçta yenilgi almayan tek takım
- Rakip filelerde adeta bayram yapan forvetler
- Savunmada adeta duvar ören defans
- Ve tabii ki kalede kilit vazifesi gören Fernando Muslera
Aslında bu başarı sadece teknik kadronun değil, taraftarın da eseri. O coşkulu destek olmasa, belki de bu kadarını başaramazlardı. Tribünlerdeki "Cim Bom Bom" naraları, adeta takıma ekstra güç veriyor.
Peki Ya Gelecek?
Bu seri ne kadar sürer bilinmez ama şu an için durdurulması neredeyse imkansız görünüyor. Takım, evindeki her maça üç puanla çıkma niyetinde. Rakip takımların teknik direktörleri ise bu formülü çözmek için kara kara düşünüyor olmalı.
Okan Buruk'un basın toplantısındaki o meşhur sözü hatırlarsınız: "Biz sadece kendi oyunumuza odaklanırız." İşte bu odaklanma, onları bu noktaya getiren en önemli etken. Takım, maçın hangi dakikasında olursa olsun, aynı konsantrasyonla oynuyor.
Sonuç olarak, Galatasaray taraftarı için bu günler gerçekten altın değerinde. Böyle bir takımı izlemek, bu formda bir performansı takip etmek her futbolseverin hayali değil mi zaten? Umarım bu güzel seri daha da uzun sürer ve yeni rekorlara imza atılır.