Bodrum'un sıcak atmosferinde oynanan hazırlık maçında sahaya düşen toplardan daha ağır bir mesaj yankılandı tribünlerden. Galatasaraylı taraftarlar, adeta bir insanlık dersi verircesine, dünyanın görmezden geldiği acıya parmak bastı.
Maç öncesi hazırlıklar sürerken, tribünlerde bambaşka bir hazırlık vardı. Ellerinde açtıkları pankartlarla "Gazze'yi unutmadık" diye haykırdılar. Öyle sessiz sedasız da değil - tüm dünyanın duyabileceği bir çığlıktı bu.
Futbolun Kalbinden İnsanlık Çağrısı
Oyunun ritmiyle değil, vicdanın sesiyle hareket ettiler. "Soykırımı durdurun" mesajı, stadın dört bir yanına yayılırken, aslında futboldan çok daha büyük bir mücadelenin içinde olduklarını gösterdiler. İnsanlık adına kaybettikleri gol fırsatlarından daha değerliydi bu mesaj.
Ve işte o an - belki de maçın en unutulmaz anı - taraftarların sesi stadyumu doldurduğunda. Futbolun sınırlarını aşan, coğrafyalar ötesine ulaşan bir dayanışma örneği sergilediler. Kimi zaman oyuncuların koşuşturmasından, kimi zaman teknik direktörün taktiklerinden daha önemliydi bu duruş.
Sadece Bir Maç Değil, Bir Vicdan Sınavı
Galatasaraylı taraftarlar için bu, sıradan bir hazırlık maçı olmaktan çok uzaktı. Adeta bir insanlık sınavıydı ve onlar bu sınavdan alnının akıyla çıktılar. Tribünlerde yankılanan her tezahürat, sadece takımlarına değil mazlumlara da destek oldu.
Futbolun birleştirici gücünü bir kez daha hatırlattılar bize. Topun peşinden koşmanın ötesinde, adaletin peşinden koşmanın da mümkün olduğunu gösterdiler. Ve belki de en önemlisi - unutulmaya yüz tutmuş bir gerçeği haykırdılar: Spor asla sadece spor değildir.