Futbol dünyasının en renkli isimlerinden biri olan Cüneyt Çakır, bu kez düdüğünü değil ama mikrofonunu konuşturdu. Ünlü hakem, kariyerinin belki de en tartışmalı anısını gözler önüne serdi.
Şimdi soruyorum size - bir hakemin en zor anı ne olabilir? Sahada verdiği tartışmalı bir karar mı? Yoksa taraftar baskısı mı? Çakır'a göre hiçbiri değil.
O Gece Roma'da Ne Oldu?
2018 yılında, Roma'nın sıcak bir gecesinde Liverpool ile oynanan UEFA Şampiyonlar Ligi maçı... Mourinho o sıralar Manchester United'ın başındaydı ve maçı yorumlamak için stüdyodaydı. İşte o an her şey değişti.
"Hayatımda yaşadığım en kötü olaydı" diyor Çakır, sesindeki o hafif titremeyle. "Mourinho stüdyoda beni eleştiriyordu. Maçtan sonra otoparkta karşılaştık. Yanıma geldi ve 'Seni stüdyoda izliyordum' dedi. Sonra..."
Mourinho'nun Beklenmedik Davranışı
Portekizli hoca, normalde saha kenarında gördüğümüz o sert imajının tam tersini sergilemiş. Çakır'ı tebrik etmiş! Evet, yanlış duymadınız. "Maçı çok iyi yönettiğini söyledi" diye anlatıyor Çakır hâlâ şaşkınlıkla. "Bu beni gerçekten çok şaşırttı."
Peki neden "en kötü an" peki? İşin içinde bir bit yeniği var gibi görünüyor. Çakır, Mourinho'nun bu davranışının samimi olup olmadığından emin olamadığını itiraf ediyor. "Acaba gerçekten beğendi mi, yoksa başka bir amacı mı vardı?" diye düşünüp durmuş o gece.
Hakemlik Dünyasının Görünmeyen Yüzü
Biz tribünde ya da ekran başında maçı izlerken, sahada olan bitenin sadece küçük bir kısmını görüyoruz aslında. Çakır'ın anlattıkları, bu işin psikolojik boyutunun ne kadar ağır olduğunu gösteriyor.
Bir hakem için en zor şey nedir biliyor musunuz? Verdiğiniz kararların arkasında durmak değil - asıl zor olan, insanların niyetlerini anlamaya çalışmak. Mourinho'nun o tebriği, Çakır'ı aylarca düşündürmüş mesela.
İşin ilginci, Çakır bu olaydan sonra Mourinho hakkındaki düşüncelerinin tamamen değiştiğini söylüyor. "Onu daha iyi anladım" diyor. "Medyada gördüğümüz kişi ile gerçekte olan kişi her zaman aynı olmayabiliyor."
Kariyer Dersleri
Bu meslekte 20 yılı aşkın süredir olan Çakır, bu tür deneyimlerin kendisini nasıl şekillendirdiğini anlatıyor:
- Asla önyargılı olmamayı öğrendim
- İnsanların sözlerinin arkasındaki niyeti anlamaya çalışmak gerekiyor
- En zor anlarda bile profesyonel kalabilmek esas mesele
Sonuçta - ve bunu kendi adıma söylüyorum - futbol sadece 90 dakikadan ibaret değil. Sahada yaşananlar, aslında hayatın kendisinin küçük bir yansıması. Mourinho'nun o beklenmedik davranışı da bunun kanıtı.
Çakır'ın hikâyesi bize ne öğretiyor? Belki de şunu: Futbolda, tıpkı hayatta olduğu gibi, hiçbir şey göründüğü gibi değil. Ve bazen en kötü sandığımız anlar, aslında en değerli dersleri aldığımız anlar olabiliyor.