
Tam da şu sıralar herkesin aklındaki o büyük soru: Acaba Millî Takım'ın hali nicedir? İşte bu noktada, Türk futbolunun duayen ismi Mustafa Denizli'den ses geldi. Ve oldukça düşündürücü şeyler söyledi.
Şöyle bir etrafa bakınca, herkesin bir fikri var elbette. Ama onunki gibisi az bulunur. Denizli, o meşhur duruşuyla olaylara bakıp, "Aslında baştan beri belliydi" der gibiydi adeta.
Beklentiler ve Gerçekler Arasında Sıkışıp Kalmak
"Bizim yüksek beklentiye girmememiz gerekiyordu" diyor Denizli. Haklı mı? Bence son derece. Çünkü ortada koskoca bir turnuva var ve her şeyiyle mükemmel olmasını beklemek... Biraz hayalperestlik olmaz mı?
Turnuva öncesi hazırlık maçlarındaki performansı hatırlayalım bir. İyi kötü demeden, ciddi bir eleştiri yağmuruna tutulmadık mı? İşte o noktada, Denizli'nin dediği gibi, beklentileri bir anda yükseltmek ne kadar doğruydu acaba?
Eleştiriler ve Geri Bildirimler
Denizli, eleştirilerin odağında olmanın nasıl bir his olduğunu iyi bilir. Kendisi de defalarca benzer durumlarla karşılaşmıştır. Ama şunu da ekliyor: "Eleştiri yapılacak ama yerinde ve dozunda olmalı."
Peki ya oyuncular? Onlar bu eleştirilerden nasıl etkileniyor? İşte burası çok mühim. Genç oyunculardan oluşan bir kadroda, her söylenen sözün ağırlığı katbekat artıyor çünkü.
Denizli'nin altını çizdiği bir diğer nokta da şu: "Hazırlık maçlarında istediğimiz sonuçları alamadık." Bu cümle aslında her şeyi özetliyor. Kötü gidişatın sinyalleri çok önceden belliyken, neden hâlâ yüksek beklenti içine girdik?
Gelecek için Umut Var mı?
Aslında var. Denizli, genç oyuncuların varlığına dikkat çekiyor. Tecrübe kazandıkça, daha iyi yerlere geleceklerine inanıyor. Ama sabır gerekiyor. Hem de çok.
Sonuç olarak, Denizli'nin söyledikleri kulaklara küpe olmalı. Beklentileri dizginlemek ve gerçekçi olmak... Futbolun belki de en önemli kuralı bu.