
Futbol dünyası bugün derin bir sessizliğe büründü. Öyle bir haber ki, duyan herkesi adeta buz kesti. Brighton & Hove Albion'un gelecek vadeden genç futbolcusu Billy Vigar, daha 21 yaşında hayata gözlerini yumdu. İnanması güç, değil mi? Dün sahadaydı, yarınları vardı...
Kulüpten yapılan açıklama, her kelimesiyle yürek burktu. Ani bir rahatsızlık... Belki de en acımasız olanı bu. Hiç beklenmedik bir anda, hayatın ortasında kayboluvermiş bir yetenek. Brighton yetkilileri, ailesine ve sevdiklerine başsağlığı dilerken, kelimelerin yetersiz kaldığını hissettirdi.
Bir Yıldızın Sönmeyen Işığı
Billy'nin hikayesi aslında yeni başlıyordu. Kulübün alt yapısından yetişmiş, A takıma kadar yükselmişti. Onu tanıyanlar, sadece futbol yeteneğinden değil, müthiş enerjisinden ve karakterinden de bahsediyor. Sahada bir fırtına, saha dışında ise herkesin sevdiği bir isimdi. Futbolun sadece bir oyun olmadığını, insan hikayeleriyle örülü olduğunu bir kez daha hatırlattı bize.
Social media'da akın akın mesajlar yağıyor. Takım arkadaşları, antrenörler, taraftarlar... Hepsi aynı şoku paylaşıyor. "Işıklar içinde uyu", "Cennette top oyna" gibi mesajlar, aslında ne kadar çaresiz hissettirdiğimizi gösteriyor. Kimse böyle bir genç yaşta vedayı hak etmiyor.
Futbol Camiasının Ortak Acısı
Brighton'dan rakip kulüplere kadar herkes aynı dili konuşuyor bugün. Futbol bazen kazanmakla, kaybetmekle ilgili değil. İnsan olmakla, hayatla ilgili. Billy'nin ardından dökülen gözyaşları, aslında sporun evrensel dilini hatırlatıyor: Acı hepimizi eşitliyor.
Belki de en zoru, ailesine ve en yakınlarına sarılamamak. Sadece uzaktan üzüntümüzü iletebilmek. Billy Vigar artık yok ama -inanıyorum ki- Brighton taraftarlarının kalbinde hep yaşayacak. O çalımları, golleri değil belki, ama bıraktığı o içten gülümseme hiç unutulmayacak.
Geride kalanlara sabır, Billy'ye ise huzur diliyoruz. Futbol cennette de devam ediyor olsa gerek...