
Futbolun nabzını tutanlar için sürprizler bitmek bilmiyor. Tam da kimsenin beklemediği bir anda, Fransız yıldız Ousmane Dembélé dünyanın en prestijli futbol ödülünü kucakladı. Ballon d'Or heyecanı bu yıl bambaşka bir boyuta taşındı desek yanlış olmaz.
Aslında Dembélé'nin hikayesi tipik bir başarı öyküsünden çok daha fazlası. Vernon'da dünyaya gelen bu yetenek, henüz 14 yaşındayken Rennes akademisine adım attı. Kim derdi ki o çocuk bir gün futbol dünyasının en değerli ödülünü alacak?
Kariyerinde Işık Hızıyla Yükseliş
2015'te Rennes'te profesyonel olmasıyla başlayan serüven, inanılmaz bir hızla ilerledi. Sadece bir sezon sonra Borussia Dortmund'a transfer oldu - ki bu hamle onun uluslararası arenada tanınmasını sağlayan en önemli adımlardan biriydi. Almanya'da geçirdiği süre boyunca gösterdiği performans, gerçekten nefes kesiciydi.
Barcelona'ya 105 milyon euro karşılığında transfer olması ise kariyerindeki dönüm noktalarından biri oldu. İspanya'da geçirdiği altı yıl boyunca hem teknik becerilerini geliştirdi hem de tecrübe kazandı. Fakat asıl patlamayı Paris Saint-Germain'e transfer olduktan sonra yaptığını söyleyebiliriz.
Millî Takımda Fırtına Gibi Esiyor
Fransa millî takımındaki performansı ise apayrı bir hikaye. 2016'dan beri Les Bleus forması giyen Dembélé, attığı goller ve yaptığı asistlerle takımının vazgeçilmezleri arasında yer almayı başardı. Dünya Kupası'ndaki katkıları ise hâlâ konuşuluyor.
Ballon d'Or ödülünü alması aslında sadece bir sezonun değil, tüm kariyerinin taçlandırılması anlamına geliyor. Öyle bir iki maçın değil, istikrarlı performansının karşılığı bu. Zaten uzmanlar da bu ödülün en çok hak eden isimlerden biri olduğu konusunda hemfikir.
Şu an 27 yaşında olan futbolcu, en verimli çağını yaşıyor desek yanlış olmaz. Paris Saint-Germain'de sergilediği futbolla hem takımına hem de kendi kariyerine değer katmaya devam ediyor. Peki ya sonra? Futbol dünyası bu genç yeteneğin daha neler yapacağını konuşuyor.
Ballon d'Or ödül törenindeki konuşmasında, "Bu ödül sadece benim değil, beni destekleyen herkesin" demesi ise karakterinin güzelliğini gösteren bir ayrıntı olarak hafızalara kazındı. Futbolun sadece sahadaki performanstan ibaret olmadığını bir kez daha hatırlattı bizlere.