Sahada yaşananlar bazen o kadar hızlı gelişiyor ki, nefes alacak vakit bile bulamıyorsunuz. İşte öyle bir andı Trabzonspor genç takım antrenörü Mustafa Aydın'ın başına gelenler. Maçın gidişatını değiştiren o kritik anlardan biri, hem teknik adamın kariyerini hem de takımın moral dünyasını altüst etmeye ramak kalmıştı.
Oyun kurallarına aykırı bir değişiklik yaptığını fark ettiğinde, her şey için çok geçti aslında. Ama işte tam o anda, bir antrenörün karakteri ve takımının ona olan güveni devreye girdi. "Ben bu hatanın bedelini ödemeliyim" diye düşündü Aydın ve istifasını sunmak için harekete geçti.
Takım Arkadaşları Devreye Girdi
Fakat beklediğinin aksine, kulüp yönetimi bu istifayı kabul etmek bir yana, kapıdan içeri girer girmez "Hayır, olmaz!" dedi resmen. Daha da ilginci, takımdaki diğer antrenörler ve oyuncular da aynı fikirdeydi. Sanki hepsi ağız birliği etmişçesine, "Hocamız burada kalacak" diye diretti.
Kimilerine göre bu, Trabzonspor'un takım ruhunu gösteren nadir örneklerden biriydi. Hani şu "birlikten kuvvet doğar" sözünün canlı kanıtı gibi. Bir hata yapmıştı evet, ama kim mükemmeldi ki? Hepimiz insanız sonuçta.
Kulüpten Beklenmedik Destek
Kulübün üst düzey yetkililerinin bu konudaki tavrı ise gerçekten takdir edilesi. "Hatalar olabilir, önemli olan bu hatalardan ders çıkarmaktır" diyerek hem profesyonel hem de insani bir yaklaşım sergilediler. Spor dünyasında böyle anlar maalesef pek sık yaşanmıyor - genelde ilk fırsatta kapı önü gösteriliyor insanlara.
Mustafa Aydın'ın bu olaydan sonra takıma olan bağlılığının daha da arttığı konuşuluyor. Adeta ikinci bir şans verilmişti ona ve bunun kıymetini biliyordu. Takım antrenmanlarında gözlerinden okunuyordu bu minnet duygusu.
Peki ya taraftarlar? Onlar da sosyal medyadan destek mesajları yağdırdılar. "Herkes hata yapabilir, önemli olan dürüstçe kabullenmektir" diyenlerden, "Bu kadar büyük bir kulüpte böyle insani davranışlar görmek gurur verici" yorumlarına kadar uzanan geniş bir yelpazede tepkiler geldi.
Sonuçta her şey yoluna girdi mi? En azından şimdilik öyle görünüyor. Ama şu bir gerçek ki, bu olay Türk sporundaki insan ilişkileri açısından adeta bir ders niteliği taşıyor. Bazen bir hatayı affetmek, o hatadan daha değerli olabiliyor.
