Tam da şu an, Beşiktaş'ın locasından yükselen bir ses var – hem de hiç de yabana atılmayacak cinsten. Joao Pereira, o eski kurt, sahada gördüğü ve kuliste duyduğu her şeyi bir bir döküyor ortaya. "Bizim ayaklarımız yere basmalı," diyor, "Gerçekçi olmaktan başka çaremiz yok."
Ve devam ediyor: "Biliyor musunuz, bu lig öyle sandığınız gibi değil. Her maç ayrı bir savaş, her rakibin ayrı bir hikayesi var. Bizim işimiz, kendi hikayemizi doğru yazmak."
Gelecek Planları ve Takım Dinamiği
Pereira'nın üzerine basa basa söylediği bir şey var: takım olmak. "Burada kimse tek başına süperstar değil," diye ekliyor. "Ben, sen, o... Hepimiz aynı gemideyiz. Ve gemiyi yürütmek için hepimizin kürek çekmesi şart."
Belki de en dikkat çeken cümlesi bu: "Dışarıdan ne söylenirse söylensin, biz içeride ne yapmamız gerektiğini biliyoruz. Kimse bize destek olmak ya da olmamak zorunda değil. Biz kendi işimize bakıyoruz."
İddialı Ama Gerçekçi
Pereira'nın sözlerinde bir tür dinginlik, olgunluk var. "Elbette büyük hedeflerimiz var – kim istemez ki? Ama önce adım adım ilerlemeliyiz. Her maç, her antrenman, bir sonraki için bir basamak."
Ve son bir hatırlatma: "Taraftarın sesi her zaman kulaklarımızda. Ama onların da bazen sabretmesi gerekiyor. Biz buradayız ve bu işi en doğru şekilde yapmaya çalışıyoruz."
Joao Pereira, Beşiktaş’ın bel kemiği olmaya devam ediyor. Onun liderliği ve sahadaki duruşu, siyah-beyazlı takımın bu sezon üzerine basa basa güvendiği unsurlardan biri. Gerçekçilik, belki de tam olarak budur.
