O gün hava, hüznü adeta ciğerlerimize kadar hissettirecek kadar ağırdı. İstanbul'un kalbindeki Şişli Camii'nde toplanan kalabalık, hayatını kaybeden iş insanı Halit Yükay'ın son yolculuğuna eşlik etmek için bir araya gelmişti. Her biri ayrı bir hikaye, her biri ayrı bir acıydı adeta.
Kimler yoktu ki o törende? İş dünyasının önemli isimleri, sanat camiasının duayenleri, siyasetin önde gelen figürleri... Hepsi bir adamı uğurlamak için oradaydı. Ama gözler, hiç şüphesiz, o ünlü yüzde takılı kaldı: Kıvanç Tatlıtuğ.
Ve o an geldi çattı. Tatlıtuğ'un o her zamanki gülen yüzünde, hiç alışık olmadığımız bir ifade belirdi. Önce hafif bir titreme, sonra gözlerinde biriken ve artık taşmaktan başka çaresi kalmayan o damlalar. Evet, gözyaşlarına hakim olamadı. Kim bilir, belki de hiç hakim olmak istemedi.
Bir Dostun Ardından Yaşananlar
Cenaze namazı öncesinde sevenleri, Yükay'ın naaşının bulunduğu cami önünde toplandı. Orada öylece bekliyorlardı. Sessizce. Kimi dua ediyor, kimi anılarında kayboluyordu. Tatlıtuğ ise adeta kendi içine çekilmişti. O anki halini görenler, içinden neler geçtiğini tahmin etmekte zorlanmazdı.
Tören sırasında yaşananları anlatmak kelimelerle mümkün mü bilemiyorum. Ama şunu söyleyebilirim: Orada olan herkes, o anın ağırlığını omuzlarında hissetti. Tatlıtuğ'un gözyaşları, sadece kendi acısının değil, orada bulunan herkesin hissettiklerinin de bir yansımasıydı sanki.
Sevenlerinin Son Vazifesi
Namaz sonrasında Yükay'ın tabutu, omuzlara alındı. Sevenleri, onu son yolculuğuna uğurlarken her adımda biraz daha ağırlaşıyordu sanki. Tatlıtuğ, bu son vazifeyi yerine getirirken bile duygusal anlar yaşadı. Yüz ifadesi, kaybın büyüklüğünü anlatmaya yetiyordu aslında.
Cenaze alayı, Zincirlikuyu Mezarlığı'na doğru ilerlerken, arkalarında sadece fiziksel bir kalabalık değil, derin bir saygı ve sevgi bırakıyordu. Yükay'ın ailesi ve yakınları, bu zor günde sevenlerinin desteğiyle biraz olsun güç buldular belki de.
Halit Yükay, geride sadece maddi bir miras değil, sevenlerinin kalplerinde silinmeyecek anılar bıraktı. Onu tanıyanlar için o, sadece başarılı bir iş insanı değil, aynı zamanda iyi bir dost, değerli bir insandı. Ve Kıvanç Tatlıtuğ'un o gözyaşları, aslında her şeyi anlatmaya yetiyordu.
