Uğurcan Çakır'ın İçini Kemiren Zafer: 'Buruk Bir Galibiyet Yaşadık'
Uğurcan Çakır: 'Buruk Bir Galibiyet Yaşadık'

Maç bitti, skor tabelasında parlayan rakamlar Trabzonspor lehineydi ama kimseye anlatamadığı bir his vardı Uğurcan'ın içinde. Sanki kazanmanın bile hüzünlü bir hali olabilirmiş gibi.

"Benim için buruk bir galibiyet oldu" dedi, sesindeki o naif tonla. Belki de her şeyi özetliyordu aslında. Saha içindeki o 90 dakikanın, sadece rakamlardan ibaret olmadığını hatırlatırcasına.

İki Penaltı, Bir Kaleci ve İç Hesaplaşması

İlk yarıda Rey Manaj'ın, ikinci yarıda Max Gradel'in penaltı vuruşları... İkisini de çıkardı Uğurcan. Muhteşemdi, tartışmasız. Ama sonrasında gelen goller? İşte orada yüreğine bir şey oturdu sanki.

"Penaltıları kurtardım ama takım olarak 2 gol yedik" derken, kelimelerinin arasına sızan o pişmanlık hissiydi belki de onu buruk yapan. Kendi mükemmelliğinin, kolektif bir zafer için yeterli olmayabileceğini görmenin verdiği o tuhaf çelişki.

Ve o an... Sivasspor'un ikinci golünün ardından attığı o çığlık? Sahadan yükselen bir isyan gibiydi. Belki de her şey orada başladı.

Galibiyet mi, Ders mi?

Uğurcan için bu maç, sıradan bir üç puanın çok ötesinde bir anlam taşıyor. "Galibiyetle çıkmamız çok önemliydi" diyor, evet. Ama hemen ardından ekliyor: "Konsantrasyonumuzu 90 dakika boyunca koruyamadık."

İtiraf gibi bir cümle bu. Bir özeleştiri. Zafer sevincini gölgeleyen, daha büyük bir resmi görme çabası. Belki de onu diğerlerinden farklı kılan da bu.

Takım arkadaşları sevinirken, o hâlâ o 90 dakikanın muhasebesini yapıyor. "İleride bize pahalıya mal olabilecek hatalar" diye düşünüyor. Geleceğe dair bir uyarı bu aynı zamanda.

Puanlar Cebimizde Ama...

Son sözleri ise her şeyi özetler nitelikte: "Önemli olan puanların cebimize girmesi. Ama bizim için bir uyarı oldu."

Zaferin bile yetmediği anlar vardır ya, Uğurcan Çakır tam da o anları yaşıyor. Kazanmanın hüznünü tadarak, bir sonraki maça hazırlanıyor. Çünkü biliyor ki, bazen en tatlı galibiyetler bile, içinde bir ukde bırakır insanda.