
New York'taki Arthur Ashe Stadyumu dün gece tarihi bir ana tanıklık etti. Sahnedeki isim 20 yaşındaki İspanyol prodiji Carlos Alcaraz'tı ve raketiyle adeta sihir yapıyordu. Karşısında ise tecrübenin ve gücün temsilcisi Novak Djokovic vardı.
Maç öncesi herkes -ben de dahil- bu genç adamın bu kadar büyük baskıya dayanıp dayanamayacağını sorguluyordu. Ama o, tüm şüpheleri muhteşem bir tenis şöleniyle susturmayı başardı.
Nefesleri Kesen Bir Final Mücadelesi
İlk set tam bir roller coaster'dı. Alcaraz'ın agresif forehand'leri ve file önündeki inanılmaz dokunuşları seyircileri ayağa kaldırıyordu. Djokovic ise -her zamanki gibi- soğukkanlılığını koruyor ve her topu geri döndürmek için inanılmaz bir çaba gösteriyordu.
İkinci sette işler iyice kızıştı. Tie-break'e giden bu bölümde, Alcaraz'ın 35 atışlık rallisi stadyumu adeta çılgına çevirdi. Öyle bir noktaydı ki, seyircilerin çığlıkları New York sokaklarında yankılanıyordu.
Genç Dehanın Zekice Oyun Stratejisi
Alcaraz'ın en dikkat çeken yanı -bana kalırsa- sadece fiziksel gücü değildi. Tenis zekası ve rakibini sürekli yanıltma becerisi gerçekten takdire şayandı. Drop shot'larla Djokovic'i fileye çekiyor, ardından passing shot'larla sayı alıyordu.
Üçüncü set adeta bir satranç maçına dönüştü. Her iki oyuncu da en iyi hamleleri yapmak için mücadele ediyordu. Djokovic'in tecrübesiyle Alcaraz'ın gençlik enerjisi çarpışıyordu.
Son sette ise Alcaraz tüm enerjisini ortaya koydu. Servisler saatte 210 kilometre hızla gidiyor, backhand'leri çizgiyi buluyordu. Maçın son sayısında yaptığı ace, onun şampiyonluğunu taçlandıran mükemmel bir final oldu.
Tarihe Geçen Bir Zafer
Alcaraz bu zaferle birlikte -inanılır gibi değil- açık dönemde üst üste iki ABD Açık kazanan en genç tenisçi unvanını elde etti. Onun bu başarısı sadece bir grand slam zaferi değil, aynı zamanda teniste yeni bir dönemin başlangıcı gibiydi.
Djokovic ise -her ne kadar kaybetmiş olsa da- centilmence kutlamalara katıldı ve rakibini tebrik etti. Bu, onun ne kadar büyük bir şampiyon olduğunu bir kez daha gösterdi.
New York'taki gece havai fişeklerle şenlendi. Alcaraz kupayı havaya kaldırırken, tenis dünyası yeni bir efsanenin doğuşuna tanıklık etmenin heyecanını yaşıyordu. Gerçekten de, unutulmaz bir finaldi.